20 Haziran 2019 Perşembe

Kalp hastası Muaz bebek 6 aydır hapiste

20 Haziran 2019 
60 günlükken hapse atılan kalp hastası Muaz bebek, 6 aydır parmaklıkların ardında yaşam savaşı veriyor, tedavisi engelleniyor. Anne Nurhan Bahadır’ın tahliye talepleri ise reddediliyor.


7 Aralık 2018’den bu yana annesi Nurhal Erdal Bahadır ile Tarsus Kadın Cezaevinde tutuklu bulunan kalp hastası Muaz bebek, 6 aydır olması gereken tedaviden mahrum bırakıldı.

60 günlükken cezaevine gönderilen 8 aylık Muaz, annesinin tutukluluğuna yapılan itiraz kabul edilmediği için İzmir Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 17 Ocak 2019 tarihinde verdiği randevuya gidemedi. 1 Ekim 2018’de dünyaya gelen Muaz, Aort Koarktasyonu adlı kalp rahatsızlığı nedeniyle aynı hastanede bir hafta kuvözde kalmıştı.



TELAFİSİ İMKANSIZ ZARAR VE YIKIMI YOL AÇILIYOR

38 yaşındaki Bahadır’ın tutuklanmasının ardından Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesine yapılan itirazda şu satırlar yer alıyordu:

“Sanık Nurhan Erdal Bahadır’ın Muaz adındaki iki aylık bebeğinin (01.10.2018 doğumlu) aort damarlarında daralma olarak tanımlanabilecek aort Koarktasyonu adlı ciddi kalp rahatsızlığı bulunmakta olup bebeğin tedavisinin cezaevi şartlarında yapılması imkansızdır. Bebeğin ameliyat olması da gerekebilecek hastalığının ağır ve düzenli tedavi ve takibinin tam teşekküllü bir hastanede yapılması gerekmektedir. Raporda İzmir Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 11.10.2018 tarihli EKO (kalp grafiği testi) bir sonraki testin 17 Ocak 2019 tarihinde yapılmasına karar verilmiştir.”









Annenin tutukluluğunun devamının, bebeğin hayatını tehlikeye attığı için telafisi imkansız zarar ve yıkıma yol açacağı belirtilerek tahliyesi talebinde bulunuldu.

Dilekçede, anne sütüyle beslenen Muaz’ın tedavisi için annesinden ayrılmasının söz konusu olmadığı ifade edildi. “Cezaevi şartları bebeğin bulunması ve bakımı için gereken hijyen şartlarına uygun değildir. Kaldı ki mevcut durumda müvekkilin bulunduğu cezaevi koğuşu kapasitesinin üstünde tutuklu, hükümlüyü barındırmaktadır. Müvekkilin tutukluluğunun devamı halinde bebeğin hayati tehlikeye maruz kalmasına yol açacaktır” ifadelerine yer verildi.

Fakat 7 aydır herhangi bir gelişme olmadı. Özel bir şirkette güvenlik görevlisi olarak çalışan Muaz’ın babası Levent Bahadır, bu süreçte oğlunun gözünde kayma meydana geldiğini ve bebeğin kullanması gereken gözlüğü ancak iki ay sonra oğluna ulaştırabildiklerini söylüyor.

EŞİM BİR AY ÖNCE SİNİR KRİZİ GEÇİRDİ


İkinci kez hapse giren ve zor bir yaşayan eşinin bir ay önce sinir krizi geçirdiğini anlatan Levent Bahadır, şunları söyledi:

“Anne bebekle beraber yatıyor yatağında. Beşik filan verilmiyor. 18 kişilik bir koğuş. Herkesin farklı sıkıntıları var. Tabi bebeğin farklı bir mekanı yok, gece ağladığı zaman ya da sabah erken kalktığı zaman rahatsız olanlar olmuş. Çocukla konuşmamaya çalışıyor, onu uyandırmamak için elinden geleni yapıyor tabi ama kendini çok sıkmış.” dedi.

Levent Bahadır, bir gün eşinin birdenbire önce ağlama sonra da gülmeye krizine girdiğini aktardı. Koğuş arkadaşlarının, eşinin yüzüne su serpip kendine getirmeye çalıştıklarını, uzun süre kendine gelemediğini vurguladı. Sonrasında ise hiçbir şeyi hatırlamadığını belirtti ve şöyle devam etti: “Bu bizi çok korkuttu. Ruh hali hiç iyi değil. Bel fıtığı vardı zaten, inerken çıkarken zorlanıyor. Ciddi anlamda bunalmış ve sıkışmış durumda. Onun için endişeleniyoruz.”


TBMM İnsan Hakları Komisyonu Üyesi, HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Nurhan Erdal Bahadır ve oğlunun durumunu sürekli Meclis’te gündeme getiriyor.


KARDEŞİMİ BIRAKIN, BENİ TUTUKLAYIN

2012 yılında Atatürk Üniversitesi Sosyoloji bölümünden mezun olan Nurhan Erdal Bahadır (38), 15 Temmuz’dan sonra Gülen Cemaati mensubu olduğu için tutuklandı. Nurhan Erdal Bahadır’ı aramak için Adana’daki evlerine gelen Adana KOM polisleri, Bahadır’ı evde bulamayınca kardeşini gözaltına aldı.

O günlerde evlilik hazırlığı yapan Bahadır, olayı öğrenir öğrenmez karakola gitti. “Beni arıyorsunuz, kardeşimi bırakın, beni alın” demesine ve kendi ayaklarıyla ifadeye gitmesine rağmen 11 Eylül 2016’da iki kardeş de tutuklandı.

Tarsus Cezaevi’ne gönderilen Bahadır 10 ay sonra, kardeşi 2,5 ay sonra tahliye edildi. Tekrar evlilik hazırlıklarına devam eden Bahadır 2 Aralık 2017’de evlendi. 1 Ekim 2018’de oğlu dünyaya geldi.

7 Aralık 2018’de ise Adana 2 Ağır Ceza Mahkemesinde görülen karar duruşmasına giden Bahadır, 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı ve dosyada adı bulunan 24 kişiyle birlikte tutuklanıp tekrar Tarsus Cezaevine gönderildi. Dosyası şu anda İstinas Mahkemesinde.



OĞLUMUN HER ŞEYE ALERJİSİ VAR

Levent Bahadır, oğlunun doğumdan hemen sonra bir hafta yoğun bakımda kaldığını anlattı. Her şeye alerjisi olduğunu, eşinin süt ve süt ürünleri yiyemediğini belirtti. “Hassas bünyeye sahip. Maddi olarak biz ona imkan sunsak da içeriye götürülecek olanlar belli. Psikolojik olarak çökmüş durumda” dedi.

Bahadır, şu bilgileri de aktardı: “Gözünde kayma vardı. gözlük takması gerekiyordu, doktor verdi, ama iki ay boyunca bekledik. Sürekli takması lazım, takmadığı zaman düzelmeyeceği için gözleri için ameliyat gerekiyor, takip edilmesi lazım. Göz pınarları tıkalı olduğu için operasyon gerekiyordu. Tabi bunlar için hastaneye gitmesi gerekti, elleri kelepçeli hastaneye gitmek, bebeği emzirmek, bir sürü insanın içinde bunları yapmak…”

BEBEĞİ ASKERLER ARASINDA EMZİRMEK ZORUNDA KALINCA HASTALANDI

Hastaneye giderken eşinin ellerine kelepçe takıldığını kaydeden Levent Bahadır, “Arabaların içindeki hücrelere koyuyorlar. Hastanede başlarında askerler duruyor. Erkeklerin yanında bebeği emzirmek zorunda kaldığı için hastalanıyordu. Bebeğin gözlüğünü 2 ay sonra götürebildik. Bu süreçler başlayınca annesi rahatsızlandı. Ritm bozukluğu başladı, kalpte büyüme başladı, en son annesinin kalp kapakçığı işlevini kaybetti, bayram dönüşü açık kalp ameliyatı yaptıracak, herkes o kadar mağdur oldu ki…” diye konuştu.


Muaz bebek 60 günlükken annesinin yanına Tarsus Cezaevine gitmek zorunda kaldı.

Muaz bebeğin koğuş arkadaşları Yağız ve Yavuz’un hikayesini 5 Haziran 2019’da ‘Cezaevi yollarındaki bir anneannenin Ramazan bayramı’ başlığıyla haberleştirmiştik.