12 Temmuz 2014 Cumartesi

Yunus Emre hayal perdesinde

12 Temmuz 2014
Karagöz oyunu, Ramazan’dan Ramazan‘a hatırlanıyor ve sadece çocuklara oynanıyor. Alpay Ekler, birkaç yıldır bu algının değişmesi için çabalıyor. Bugün Üsküdar sahilinde ilk kez gösterilecek olan Yunus Emre Hayal Perdesi’nde oyununu bu nedenle yazdı.
Yunus Emre'nin Hacı Bektaş-ı Veli ile karşılaşması.
Gölge sanatı Karagöz’ün toplum nezdindeki algısı çocuk oyunu olmaktan öte geçmiyor. Ramazan’dan ramazana hatırlatılan, eğlencelik, sıradan, hatta basit bir sanat olarak görülüyor. Oysa Karagöz hiciv sanatı. 2008’de kaybettiğimiz Karagöz araştırmacısı Metin And’ın ifadesiyle Karagöz’ün aslı siyasi taşlamaya dayanıyor. Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren ‘aman devlete laf gelmesin’ diye bu yönü törpülendiği için, maalesef günümüzde basit bir içerikle, yılın bir ayında ortaya çıkıyor.

Bu algıdan rahatsız olan ustalar var elbette. Kukla sanatçısı Mahmut Hazım Kısakürek, sırf bu amaçla 2012’de politik bir Karagöz oyunu yazmış ve Bursa’da oynatmıştı. Karagöz deyince akla gelen önemli isimlerden biri olan Alpay Ekler de sözkonusu algıya direniyor. 3-4 yıldır çocuklar için Karagöz oynatmadığını ve eskiden yapıldığı gibi büyükler için oyunlar yazdığını söylüyor. Bugün Üsküdar sahilinde prömiyeri yapılacak olan “Yunus Emre Hayal Perdesinde” oyununu da bu amaçla yazdı ve izlemek isteyen herkese iftardan sonra oynatacak.

2007’den bu yana Kocaeli Üniversitesi Sahne Sanatları bölümünde geleneksel Türk tiyatrosu öğretim görevlisi olarak eğitim veren Ekler’in, Karagöz konusunda günümüzün en yetkin isimlerinden biri olduğunu söylemek yanlış olmaz. Malum, Karagöz 2009’da UNESCO tarafından Türkiye’nin Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi’ne alındı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın UNESCO’ya sunduğu dosyada tasvir tarihi ve tasvir yapımını Milletlerarası Kukla ve Gölge Oyunu Birliği (UNIMA) üyesi olan ve şu anda UNIMA İstanbul’un başkanlığını yürüten Alpay Ekler geniş bir makalede anlatmıştı.

70'ten fazla tasvir yapıldı

Bu akşamki oyuna dönersek, Ekler’in ifadesine göre oyun birkaç açıdan önemli. İlk defa gölge oyununda halk şairi Yunus Emre anlatılacak. Ayrıca oyun için Yunus Emre’nin dedesi, ninesi, atı Akkız, Tapduk Emre ve Hacı Bektaş’ın da aralarında bulunduğu 70’ten fazla tasvir yapıldı. Yani Yunus Emre Hayal Perdesi’nde bugüne kadar oynatılan en fazla tasvirli oyun olacak. Yunus Emre’nin eserleri dikkate alınarak 6 ayda 12 kişilik ekip tarafından hazırlanan oyunda dört önemli sahnede bulunuyor: Yunus Emre’nin Taptuk Emre, Hacı Bektaş-ı Veli, kendi aklı ve nefsiyle karşılaşması.

Gölge oyunlarında alışık olduğumuz komik taklitler Yunus Emre’de yok. Klasik Karagöz oyunlarından Ferhat ile Şirin, Leyla ile Mecnun’da olduğu gibi bir hikâye anlatacak Hacivat seyirciye. Karagöz de zaman zaman hikâyenin içine -Şeyh Küşteri meydanına- atlayıp biraz muzırlık yapıp hikâyeden çıkacak.

Yunus Emre’nin köyünde başlayıp Tapduk Emre’nin kapısında bitecek oyun için Alpay Ekler, “Yunus Emre’nin 19, 30 ve 40 yaşlarını canlandırıyorum. Oyun, Karagöz ile Hacivat’ın itiş kakışmasıyla başlayacak. Daha sonra Hacivat, Karagöz’e ‘Şimdi sana bir hikâye anlatacağım, dinle’ dedikten sonra Yunus Emre’nin hikâyesinin anlatılacağı bölüme geçilecek. Yunus Emre’nin Turna ile konuştuğu bir sahne var oyunumuzda. Turna, Bektaşi kültüründe çok önemlidir. Hz. Ali’nin sesinin turnada olduğu söylenir. Yani boş bir metnimiz yok. Bilenler anlayacak konuyu. Ayrıca Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu Osman Gazi’yi de anlatıyoruz.” diyor.

Yunus Emre Hayal Perdesi için bugün Üsküdar sahiline, 1,2 x 4,5 metrelik özel bir sahne kurulacak. Alpay Ekler’in senaryosunu yazıp seslendirdiği ve yönetmenliğini yaptığı oyunun yapımcılığını Volkan Kara üstleniyor. Oyun için Levent Çelik özel müzikler besteledi, bu besteleri canlı olarak Hayal Musiki Topluluğu seslendirecek.
Moğol askeri ve Yunus Emre

Veda
Köln’deki Karagöz koleksiyonu saraydan çalındı

Bugünlerde Karagöz sanatçıları arasında bir tartışma sürüyor. Almanya’da yaşayan Karagöz sanatçısı Ali Köken, 30 Haziran 2014’te milliyet.tv’ye bir açıklama yaptı ve açıklamasında Karagöz oyununa ait nadide koleksiyonlardan birinin Almanya’da Köln Üniversitesi’ne ait olduğunu, toplam 150 parçadan oluşan bu zengin koleksiyonda 200 yıllık figürlerin yer aldığını ayrıca, bir şatoda muhafaza edilen koleksiyonda, Türkiye’de 1936’da basılan, Rahmi Balaban’a ait ilk Karagöz kitabının toplatılarak yakılmasına neden olan domuz figürü de bulunduğu söyledi. UNIMA İstanbul Başkanı Alpay Ekler, bu bilgilerin doğru olmadığını iddia ediyor:

“Açıklamaya göre Türkiye’de eski koleksiyon yok, Karagöz ile ilgili hiçbir şey yapılmamış, Almanlar bizden daha çok sahiplenmiş Karagöz’ü vs. Bunlar doğru değil. Hem Topkapı Sarayı’nda hem Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın koleksiyonunda çok daha eski tasvirler yer alıyor. Köln’deki bu koleksiyon oraya nasıl gitmiş, ne zaman gitmiş, Asar-ı Antika Nizamnamesi’ne göre işlem yapılmış mı, yoksa kaçırılmış mı? Bu konular araştırılırsa bu milletin kültürüne daha çok hizmet edilir. Belki de o koleksiyonun Türkiye’ye geri gelmesine vesile olur. Domuz figüründen dolayı kitap toplatma olayının belgesi de yoktur. Domuz tasvirinin hangi oyunda kullanıldığı bilinmesi gerekir.” diyen Ekler, Avrupa’ya kaçırılan pek çok tarihi eser gibi Köln’deki Karagöz tasvirlerinin de saraydan çalındığını iddia ediyor.

HABERİN SAYFAMIZDAKİ GÖRÜNÜMÜ