23 Şubat 2014 Pazar

‘Bağlama Takımı’ yeniden sahnede

23 Şubat 2014 
Halk müziğinin usta ismi Muzaffer Sarısözen tarafından Ankara Radyosu bünyesinde kurulan Bağlama Takımı’nı bugün kaç kişi hatırlıyor bilinmez, fakat İTÜ Devlet Konservatuarı Öğretim Üyesi Şafak Gürler, bu grubu tekrar canlandırmak için iki yıldır uğraşıyor. Üstatlardan oluşan yeni Bağlama Takımı, yarın akşam sahnede.


Bağlama Takımı, 1940’lı yılların sonunda, Türk halk müziğinin önemli ismi Muzaffer Sarısözen tarafından Ankara Radyosu’nda kurulan 5-6 kişilik bir gruptu. Birlikte hem bağlama çalıp hem türkü söyleyen grubu Sarısözen, “Şimdi bağlama takımını dinleyeceksiniz.” diye anons ederdi. Sadece bağlama ve bağlama ailesine mensup farklı ebatlardaki enstrümanları ustaca çalanlardan meydana gelen grup, geleneğe bağlı icra prensibi ile hareket eden ve notalı çalma geleneğini sürdüren, nadide müzik topluluklarından biriydi. Tavırları, üslupları o kadar sevildi ki, zamanla diğer bölge radyolarında da bağlama takımları kurulmaya başlandı.

İstanbul Radyosu’nda 1954’te stajyer olarak göreve başlayan Yücel Paşmakçı ve arkadaşları da benzer bir takım kurdular. TRT İstanbul Radyosu sanatçılarından oluşan bu grubun sayısı da ilk zamanlarda çok azdı, fakat zamanla on beş kişiye çıktı. Çekirdek kadrosunda Hamdi Özbay, Adnan Ataman, Metin Özyürek, Yücel Paşmakçı, Zekai Beşgül, Ali Ekber Çiçek, Tuncer İnan, Orhan Dağlı, Mustafa Günaydın, Münir Bulduk, Ömer Akpınar, Erhan Kutsal ve Yavuz Top bulunan grup, beğenilince 1974-75 yılları arasında İstanbul Plak’tan bir Long Play’leri (45’liklerden daha yavaş dönen plak) bile yayınladı. Sanatçılar albümün A yüzünde; Fidayda, Misket, Çiçek Dağı oyun havası, Harman Dalı zeybeği, Çaktım Çaktım Yanmadı, Şu Dalmadan Geçtin mi türküleri ile B yüzünde Ham Meyveyi Kopardılar Dalından, Gesi Bağları, Gökte Uçan Huma Kuşu, İzmir’in Kavakları, Karyolamın Demiri, Süpürgesi Yoncadan türkülerini çalıp söylediler. Yücel Paşmakçı’nın ifadesiyle ‘bir ses sanatçısı kadar iyi bir sese sahip olmasalar da türküleri mükemmel bir uyum’ içinde okudular.








O yıllarda kendi çapında bir popülerlik kazanan Bağlama Takımı’nı bugün kaç kişi biliyor, hatırlıyor kim bilir, fakat İTÜ Devlet Konservatuarı Öğretim Üyesi Şafak Gürler, iki yıldır bu grubu canlandırmak için uğraşıyor. Hem Bağlama Takımı’nın eski üyelerinden bir kısmının hem de Türkiye’nin farklı kuşaklardan önemli üstatların bir araya geldiği 30 kişilik yeni Bağlama Takımı, ilk konserini geçen yıl 29 Nisan’da İTÜ Maçka Kampüsü Mustafa Kemal Amfisi’nde vermişti. Aynı grup, ikinci konserini Yücel Paşmakçı şefliğinde yine aynı mekânda yarın akşam saat 19.00’da verecek. Paşmakçı, “Grubumuz tekrar canlanırsa benim temennim şudur; bağlamaya hevesli çok genç var. Onlar bu işi çoğaltarak devam ettirsin.” diyor.

Eskilerden Hamdi Özbay, Mehmet Erenler, Mustafa Hisarlı, Yavuz Top ve Arif Sağ’ın yer aldığı yeni grupta Afşin Emiralioğlu, Ali Turgut, Arif Sağ, Arif Yanmaz, Asım Kırca, Cengiz Özkan, Cihan Akdeniz, Cihan Orhan, Cihangir Terzi, Çetin Akdeniz, Deniz Güneş, Engin Şafak Gürler, Erdal Erzincan, Erdoğan Eskimez, Ergin Değirmenci, Erol Parlak, Hüseyin Akpınar, İrfan Kurt, Kenan M.Durul, Kudret Dağlı, Necmi Berbergil, Nedim Çiçek, Orhan Hakalmaz, Şendoğan Karadeli, Uğur Dedek, Uğur Kaya ve Yiğit Atkı bulunuyor.

Bağlama Takımı’nın yarın akşamki konseri, Burdur’un Serenler zeybeği ile başlayıp Urfa semahı ile devam edecek. Afyon’dan ‘Kara Koçun Boynuzu’, Rumeli’den ‘Be Gemici Gemici’, Kütahya’dan ‘Ben Kendimi Gülün Dibinde Buldum’ okunacak diğer türküler arasında yer alıyor.

“Eğlendirici değil, birleştirici yönü var”
 
2000 yılında İTÜ’den emekli olan ve halen Haliç Üniversitesi Konservatuarı’nda ders veren Yücel Paşmakçı, bu tür programların eğlendirici yönünden ziyade birleştirici tarafına dikkat çekiyor: “Böyle programların eğlendirici tarafından daha kıymetli olan birleştirici yönüdür. Üzülerek duyuyorum ki, devlet radyolarında Türk ve halk müziği icra eden topluluklardan emekli olan sanatçıların yerine artık kimse alınmıyor. Devlet koroları biterse iyi olmaz. Devlet, örnek olabilecek bu çalışmaları himaye etmelidir. Senede bir milyon adet bağlama satıldığını biliyoruz. Azımsanacak bir rakam değil. Bu işin yaşadığını gösterir, o bakımdan sahip çıkmak, türküleri gençlere doğru şekilde aktarmak gerekir.”