25 Aralık 2015 Cuma

‘Kültür merkezinden vazgeçtim, kitabını yazdım'

25 Aralık 2015
Pera Müzesi, 10. yılını kutluyor. Müzenin kurucusu İnan Kıraç, önceki akşam düzenlediği toplantıda 35 yıllık birikimini paylaştı. Suna-İnan Kıraç Vakfı'nın, sanata ve eğitime yılda 50 milyon TL ayırdığını söyledi. Daha da önemlisi, on yıldır uğraştığı ve MS hastası eşine adadığı Tepebaşı'ndaki TRT binasının yerine yapılması planlanan Suna Kıraç Kültür Merkezi'nden bürokrasi yüzünden nasıl vazgeçtiğini anlattı.
Soldan sağa: İnan Kıraç, İpek Kıraç, Özalp Birol... İnan Kıraç, bir hafta içinde yayınlanacak olan ‘Suna Kıraç Kültür Merkezi'nin Yapılamama Öyküsü'nde yaşadıklarını ve bürokrasi mücadelesini belgeleriyle anlatıyor.
Haziran 2005'te açılan Tepebaşı'ndaki Pera Müzesi 10. yılını kutluyor. Müzede bugüne kadar 70'ten fazla sergi açıldı. Henri Cartier-Bresson, Rembrandt, Niko Pirosmani, Josef Koudelka, Joan Miró, Akira Kurosawa, Marc Chagall, Pablo Picasso, Frida Kahlo, Goya gibi sanatçıların eserleri Türkiye'ye getirildi. On yılda müzeyi 1 milyon 200 bin kişi ziyaret etti. En çok gezilen sergi ise Müze Müdürü Özalp Birol'un verdiği bilgiye göre 23 Aralık 2010'da açılan Frida Kahlo ve Diego Rivera sergisi. Bu başarının arkasında 10 yıldan daha fazla bir birikim var. Suna-İnan Kıraç Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı, müzenin kurucusu İnan Kıraç, önceki akşam müzede düzenlediği toplantıda kültür-sanat gazetecilerine 35 yıllık serüvenini anlattı.

İnan Kıraç, vakfın eğitime ve sanata yılda 50 milyon TL ayırdığını söylüyor. Bu paranın yüzde 35 eğitime, yüzde 15'i başta Pera Müzesi olmak üzere Antalya'daki müze ve kültür merkezine gidiyor. Yirmi yılda 114 bin gence eğitim imkânı sağlayan Kıraç, müzeden para kazanmak şöyle dursun, “Müzeye -aldığımız eserler hariç- 30 milyon TL harcamışız. Bunu 1 milyon 200 bine bölerseniz, demek oluyor ki ziyaretçilerin cebine 20 TL daha koymuşuz.” diyor. Kıraç, toplantıda, ‘Burada başarısız oldum' dediği bir konuyu anlattı. MS hastası eşine adadığı ve on yıldır uğraştığı Suna Kıraç Kültür Merkezi'nden artık vazgeçmiş ama kitabını yazmış. “Suna Kıraç Kültür Merkezi'nin Yapılamama Öyküsü” adlı kitap, bir hafta içinde yayınlanacak fakat satışa çıkmayacak. Kıraç, “Büyük mücadele verdim, on senede pes ettim. Frank Gehry, bizim projeyle aynı dönemde Paris'te Louis Vuitton Müzesi'ni yapmaya başladı ve tamamladı. Aramızdaki fark şu: Paris belediyesi, şehirdeki en güzel parkı Louis Vuitton'a 30 yıllığına parasız verdi ve o eser ortaya çıktı. Bendeniz başarısız oldum. Sebeplerini de hazırladığım kitapçıkta anlattım.” diyor.

Projesini Amerikalı mimar Frank Gehry'nin çizdiği kültür merkezi TRT binasının yerine yapılacaktı. Fakat TRT-İstanbul Büyükşehir Belediyesi-dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve müze arasında birlik kurulamadı. Kıraç, kitapta, yaşadıklarını belgeleriyle anlatmış. Kızı İpek Kıraç, “Babamın kaç kere eve güleç bir yüzle ‘Bu kez oluyor galiba' diyerek girdiğini hatırlıyorum. Ama artık içimiz soğudu.” diyor. 


O dönemin başbakanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın kültür sanat politikası hep eleştirildi. Gezi Parkı olaylarını yatıştırmak için AKM’yi opera binası yapacaklarını söylediğinde çok geç kalmıştı. Pera Müzesi Müdürü Özalp Birol’un ifadesiyle yine bir fırsatı kaçırdı. Eğer, Suna Kıraç Kültür Merkezi’nin gerçekleştirilmesini sağlasaydı, eleştirilere cevap olarak “Suna Kıraç Kültür Merkezi bizim dönemimizde yapıldı” diyebilecekti. Projenin mimarı Gehry, İspanya’nın sanayi şehri Bilbao’nun kaderini değiştiren mimar olarak biliniyor. Şehre yaptığı ünlü Guggenheim Müzesi, Bilbao’yu tüm dünyaya tanıtmıştı. Neden İstanbul’un ayağına gelen böyle bir fırsatı tepmiş olalım ki…  

İNAN KIRAÇ'IN CEBİNDE TAŞIDIĞI RESİM



Suna-İnan Kıraç, ‘Oryantalist Resim', ‘Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri' ve ‘Kütahya Çini ve Seramikleri' koleksiyonlarını 2006'da Pera Müzesi, Suna ve İnan Kıraç Vakfı'na devrederek tüm eserleri halka mal ettiler. İnan Kıraç, en sevdiği resimleri görmek için bile müzeye gidiyor. Bir tanesini de cebinde taşıyor. Fausto Zonaro'nun Göksu Sefası isimli tablosunu cep telefonunun kabına bastırmış. Zonaro, başına tozpembe renkli şalını dolayıp Göksu deresine gezintiye çıkan, hüzünlü ama aynı zamanda sevinçle bakan bu genç kız tablosunu 1910'da yapmış.

‘ORYANTALİST RESİM' KOLEKSİYONUNA SOTHEBY'S'İN BİÇTİĞİ DEĞER

300'den fazla oryantalist tabloyu vakfa devreden İnan Kıraç, İngiltere'nin ünlü müzayede evi Sotheby's'in yetkilileriyle aralarında geçen diyaloğu şöyle anlatıyor: “İki sene Sotheby's'in hem Avrupa, hem Amerika başkanı Türkiye'ye gelmişti. Müzeyi gezerken oryantalist resimlerin değerini sordum. Dediler ki: ‘Eğer biz şimdi alırsak 80 milyon dolar, ama müzayedeyi beklerseniz 100 milyon doları geçer.' 30 resim için bu değer biçildi. Akabinde fiyatların neden bu kadar yükseldiğini konuştuk. Son dört senede Araplar Ortadoğu'da 30 müze açmış. Ve çoğu oryantalist resim aldığı için fiyatlar bu denli yükselmiş.”

HABERİN SAYFAMIZDAKİ GÖRÜNÜMÜ

İnan Kıraç, Pera Müzesi kafesinde kültür-sanat gazetecilerini ağırladı. Kendisi, tanıdığım eN beyefendi sanatseverlerden biri.