8 Ekim 2019 Salı

Kanserli Betül Aygün’ün ameliyatını yapıp cezaevine gönderdiler

8 Ekim 2019 
 Üç hafta önce göğüs kanseri teşhisi konulan hasta tutuklu Betül Aygün, 3 gün önce ameliyat oldu. Yanına refakatçi verilmedi. Kemoterapi ve ışın tedavisine devam edilmesi gereken hasta tutuklu dün taburcu edilerek cezaevine geri gönderildi.



Ödemiş Cezaevinde tutulan 28 yaşındaki Betül Aygün, Nisan 2019’da Ödemiş Devlet Hastanesine sevk edildi. Biyopsi sonucunda Aygün’e göğüs kanseri teşhisi konuldu. Tahlil sonucu için 6 ay bekletilen Aygün’deki tümör bir ayda hızla büyüdü.

Betül Aygün, üç gün önce ameliyattan çıktı. Yanına refakatçi verilmedi. Dün saat 15.00’te taburcu edilen genç kadın, yine cezaevine gönderildi. Eşi Abdurrahman Aygün, “Hastane raporlarını alamadım. Raporları sağlık kuruluna ulaştırmam lazım. Tahliye edip etmeyeceklerini bilmiyorum. Hastane bana raporları vermiyor. Cezaevi savcısıyla görüşmeye gideceğim. Kemoterapi ve ışın tedavisine devam edilecek” dedi. Doktoru ise, Betül Aygün’ün durumu hakkında bir şey diyebilmesi için daha erken olduğunu dile getirdi.

GARDİYAN KOLUNA GİREREK GETİRDİ

Abdurrahman Aygün, eşiyle ilgili daha önce şu bilgileri vermişti: “Eşim bir yıl önce safra kesesinden ameliyat geçirmişti. Bu ameliyat zaten bize haber verilmedi. Dört gün sonra, kapalı görüşüne gittiğimde öğrendim. Gardiyan koluna girerek kapalı görüşe getirmişti. 5-6 ay önce de Ödemiş Devlet Hastanesine muayeneye gitmişti. Doktor biyopsi yapılmasını istemiş, üç hafta önce öğrendik sonucu.”

“EŞİM ÇOK YIPRANDI”

Hükümözlü olduğu için eşinin evrak işlemlerinin çok kısıtlandığını belirten Aygün, bu durumda bile hastaneye gittiğinde birçok prosedürle karşılaştıklarını, evrakların hazırlanmasının uzun sürdüğünü ifade etmişti. Abdurrahman Aygün, eşinin, hücrelerden oluşan cezaevi aracıyla yaptığı zor yolculuklar nedeniyle çok yıprandığını söyleyerek şöyle aktarmıştı: “Eşim hastaneden gelince kaç gün kendine gelemiyor, yemek yiyemiyor, bitkin bir vaziyette, konuşacak halde değildi. 2,5 saat git gel mahvoluyor. Tahlil sonuçlarını almaya gittiğinde yol tutmuş, bayağı bir rahatsızlanmış, tekrar hastaneye kaldırmışlar. Son bir ultrasona daha girecek, 1 Kasım’a gün vermişler.”

YARGITAY CEZAYI ONADI

Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Coğrafya bölümünden 2010’da mezun olan Betül Aygün, 12 Ekim 2016’da Çanakkale’de tutuklandı. Üç ay sonra Ödemiş M Tipi Cezaevine sevk edildi. Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesi tarafından örgüt üyesi olduğu iddiasıyla 12,5 hapis cezasına çarptırılan Aygün’ün cezasını İstinaf Mahkemesi 7,5 yıla indirdi. Cezayı Yargıtay yaklaşık bir yıl önce onayladı. 12 Temmuz 2016’da evlenen Betül Aygün, daha iki aylık evliyken tutuklandı.

BETÜL AYGÜN'ÜN HİKAYESİ

Görme engelli devlet memuru Zafer Taşkıran: Körüm ama nankör değilim!

8 Ekim 2019 
 Devlet memuru Zafer Taşkıran önce açığa alındı, 3 ay sonra göreve iade edildi. Bu süreçte mahkeme ‘teröristsin’ dedi ve hapis cezası verdi. Taşkıran, “Yolda zor yürüyorum. Benden terörist mi olur? Bu nasıl adalet” dedi.

Zafer Taşkıran 3 ve 4 yaşında iki oğluyla birlikte görev yaptığı okulun bahçesinde.
 Doğuştan ağır görme engelli olan devlet memuru Zafer Taşkıran’ın (31) yaşadıkları OHAL dönemiyle başlayan ve hala devam eden haksızlıkları kanıtlayan olaylardan biri.

Aydın Nazilli’de bir ilkokulda idari işlerde görev yapan Taşkıran, 22 Temmuz 2016’da örgüt üyesi olduğu iddiasıyla valilik kararıyla açığa alındı. Hakkında bir şey bulanamadığı için üç ay sonra görevine iade edildi. Evli ve iki çocuk sahibi Taşkıran o günden bu yana ailesinin geçimini sağlamak için çalışıyordu.



YARGITAYA GİTMEDEN İNFAZ

Bu arada ‘örgüte yardım ve yataklık’ ettiği iddiasıyla hakkında açılan dava Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesinde devam etti. Ekim 2018’de 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırılan Taşkıran’ın cezasını İstinaf Mahkemesi Mayıs 2019’da  onayladı. 5 yılın altındaki dosyalar Yargıtaya gitmeden infaz edildiği için Taşkıran’ın evine geçen hafta bir çağrı geldi. Bundan sonrasını Taşkıran şöyle anlatıyor:

“İnfazın durdurulması için Nazilli Savcılığına gidip raporlarımı sundum. Savcılık beni Nazilli Devlet Hastanesine sevk etti. Heyete girdim. Heyet Aydın Üniversite Hastanesine gönderdi. Nazilli Savcılığı da ‘hastane Aydın’a sevk yaptı’ diye dosyamı Aydın’a göndermiş. Sıkıntı şurada; ben bunlarla uğraşırken Aydın Cumhuriyet Başsavcılığından eve yazı geldi. 20 Eylül 2019 tarihinde hazırlanan yazıya göre benim 10 gün içinde teslim olmamı istiyorlar. Ben o tarihlerde hastaneye gitmek için uğraşıyordum. Ne zaman, nasıl bu karar çıktı anlayamadık. Üniversite hastanesi beni ne zaman muayene edecek bilmiyorum. Böyle bir muammanın içinde kaldım.”

 


YOLDA ZOR YÜRÜYORUM, BENDEN TERÖRİST Mİ OLUR?

Taşkıran, görevine iade edildiği halde hakkındaki suçlamalara bir anlam veremiyor:

“Biz bir hata yapmadık, suç işlemedik. Bizden terörist mi olur. Gece kalktığımızda su içmeye zor gidiyoruz bize terörist diyorlar. Bizim kendimize faydamız yok ki, başkasına zararımız olsun. Ben askere gitmedim. Çürük raporu verdiler. Hayatımızda elimize silah almadık. Akıl mantık alıyor mu? Yolda zor yürüyorum. Akşamları evden çıkamıyorum. İşimize zar zor gider geliriz. Raporda yüzde 90 yazıyor ama cihaza bağladıklarında görme oranım yüzde 5 çıkıyor.  Yaşadığımız sıkıntılar, psikolojik baskı nedeniyle bu da kaybolmak üzere.”

SUÇSUZUM, GÜNAHSIZIM

Milli Eğitim Bakanlığının 2013’te açtığı engelliler sınavını kazanarak memur olan Taşkıran, bir video mesaj yayınlayarak yetkililere seslendi:

“Ben suçsuzum, günahsızım. Ben terörist değilim. Önümü zor görürken, tek başıma yapacağım şeyler kısıtlıyken benden nasıl terörist olsun! Lütfen sesimizi duyun. Bu nasıl bir adalet, nasıl bir sistem. Lütfen sesimizi duyun. Ben bu devletin ekmeğini yedim. Kör olabilirim ama nankör değilim. Ekmek yediğimiz yere asla ihanet etmeyiz.”

Zafer Taşkıran’ın yaşadığı haksızlığı, kendisi de hapis yatan görme engelli gazeteci Cüneyt Arat, sosyal medya hesabından böyle duyurmuştu.