11 Nisan 2019 Perşembe

Babasında Bylock olduğu gerekçesiyle kızına 6 yıl 3 ay ceza verildi: FERİHA'NIN SUÇU NE?


11 Nisan 2019 
Baskının mazlumları da susturduğu bir dönemde 24 yaşındaki hemşire kızı Feriha Zeynep Yüce'nin karartılan hayatına anne Şaduman Yüce'nin isyanıdır bu haber. Zulüm, kocasını ve kendisini vursa da kızına yapılanların eşi az bulunur.

Tortum'da hemşirelik yapan Feriha Zeynep Yüce (24) 1 yıl 2 aydır cezaevinde. Bylock kullandığı iddiasıyla 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. İstinaf mahkemesi kararı 5 günde, Yargıtay 2 ayda onayladı. Yargıtay'daki savcı, 'babasını dinlememişsiniz, bilirkişi raporu yok, bu kararı bozun' demesine ve cep telefonunun incelemesi bitmemesine rağmen bu ceza verildi.

Anne Şaduman Yüce'ye göre baba tutuklu olduğu için kızına bu ceza reva görüldü. Savcının ifade alırken Feriha Zeynep'e söylediği şu sözler hukuk katliamının geldiği noktayı gösteriyor: "Ooo Feriha, baban tutuklu, annenin mahkemesi devam ediyor. Kardeşinin araması var. Senin işin tesadüf olamaz".

Çocuk bakıcılığı yaparak hem kendine hem de cezaevindeki eşine ve kızına bakmak zorunda kalan evhanımı Şaduman Yüce uğradıkları haksızlıkları ve iki yıldır yaşadıklarını gözyaşları içinde anlattı.

Eşiniz, kızınız tutuklu, neler yaşadınız, yaşıyorsunuz?
Eşim, kızım, oğlum, kendi mahkemem de var... (Ağlıyor) Kesinlikle acizlik için ağlamıyorum. Bu Rabbim'den geldi. Başümün üstüne. Ama annesin, hayatının baharındaki yavrularımın biri bir yere, diğeri öbür yere savruldu. Biraz önce kızımdan haber aldım, onun duygusallığı da var. Kusura bakmayın, amacım kimseyi üzmek değil. Artık duygularımı bastırmaktan da yoruldum gerçekten.

Kızınızın ne diyor, bugün telefon görüşmeniz mi vardı?
Beni aramıyor kızım, kardeşini yani ikizi Furkan Samet'i arıyor. Furkan dil öğrenmeye yurt dışına gitti. Onunla konuşunca çok mutlu oluyor. Sonra babasını arıyor. Önceden her hafta arayabiliyorlardı birbirlerini. Ama her gün yeni bir icat çıkarıyorlar. Her hafta kapalı görüşlere gittiğimizde temiz kıyafet götürüyordum kızıma. Ama şimdi ayda bir getireceksiniz diye yeni bir uygulama çıkardılar. Kızım haber göndermiş, annem gelsin ihtiyaçlarımı söyleyeyim, kotam dolmasın diye. Bu insanların içeride her şeye ihtiyaçları var. İşkence olsun da çile olsun da ne olursa olsun.


Başka ne gibi hak ihlalleriyle karşılaştınız tutuklu yakını olarak.
O kadar incitici şeyler oluyor ki... Belki bunlar pek çok insana basit gelebilir ama biz bunları yaşıyoruz. Erzurum E Tipi Cezaevi'ne kızımı ziyarete gidiyorum. Bizi arayan kadın bir gardiyan var. 'Bu kadar erken nasıl gelebiliyorsunuz' diyor. İçeride benim canım var, gece uyuyamamışım, geç kalmayayım diye. Biz gittikten sonra kızıma ters davranırlar diye bunu bile yüzüne söyleyemiyorum. Susuyoruz hep.

Önce eşiniz Ahmet Yüce mi tutuklandı, kızınız mı?
Önce eşimi aldılar. 9 Ağustos 2016'da tutuklandı. Dün 32. ay bitti, 33. aya döndü. Zaten ikinci mahkemede 6 yıl 3 ay ceza verdiler. Bir yıl Erzurum H Tipi Cezaevi'nde kaldı. İkinci yıla dönerken Ağrı Patnos L Tipi Cezaevi'ne gönderdiler.

Neden oraya gönderildi?
2016'da ceza alan hemen herkesi 2017'de 8'şer, 15'şer kişilik gruplar halinde Ağrı, Patnos ve Erzincan'daki cezaevlerine gönderdiler. Biz Erzurum'da yaşıyoruz. Eşim Erzurum Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet'te komiserdi. 2013'te tayinle geldik buraya. Aslen Niğdeliyiz. Yıllardır Kayseri'de yaşıyoruz, ailelerimiz Kayseri'de.


Patnos ne kadar uzaklıkta Erzurum'a?
4 saatte gidiyoruz. 4 saatte geri geliyoruz. Kaç kere trafik kazası tehlikesi geçirdik. Eleşkirt ile Horasan arasında kaldık 33 kişi. Tekerlek patladı, arabamız bozuldu. Eşim tekrar Erzurum'a sevk edilsin diye uğraşıyorum. Boş yer yok diyorlar. Var biliyorum, burada gidip geliyoruz cezaevine. CİMER'e, Saadet Partisi'ne, HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'na herkese yazdım. Eşimi ihraç ettiler, 2 Eylül 2016'da, kızımı da 15 Mart 2019'da ihraç ettiler. Ben tek başımayım, burası memleketim değil. Hiçbir Allah'ın kulu akrabam yok. Maddi yönden sarsılıyorum. Onlara para yatırmak zorundayım, yanlarına gitmek zorundayım.

NUSAYBİN'E İLK GÖNDERİLEN KAFİLEDEYDİ


15 Temmuz'da neredeydiniz, yapıyordunuz?
Senelik izindeydik. Niğde'ye kız istemeye gittik. Kaynımın nişanı vardı. 14 Temmuz'da nişanımız oldu. Sonra haber geldi, izinler kaldırıldı, görevinizin başına dönün diye. Pazartesi geldik Erzurum'a. Eşim 18 Temmuz 2016 salı sabahı görevine gitti. O anda açığa alındı ve 20 gün açıkta kaldı. 9 Ağustos 2016'da da aldılar zaten. Eşim tutuklanmadan önce Nusaybin'deki operasyonlara gönüllü giden bir komiserdi. İlk giden kafiledeydi. 49 gün orada çadırda yerde yattılar. Giderken davulla zurnayla çiçekle yolladılar. Döndüklerinde de davulla zurnayla karşıladılar. Ondan sonra da çok sürmedi 'sen teröristsin' diye içeri aldılar.

HAKİM EŞİME DİYOR Kİ: GEÇMİŞİN TEMİZ AMA 6 YIL CEZA...

Eşim 25 yıllık polis memuru. Hakim diyor ki, "Geçmişin temiz olduğundan dolayı... şu kanuna göre 6 yıl 3 ay..." dedi. Yani geçmişi temiz olduğu için eşime daha az ceza verdiğini söylemek istiyor. Terörist diye yaftaladıkları adama böyle diyorlar. Eşim 1995'ten beri polis, 2008'den beri de komiser. Şimdi içeride ikinci üniversitesini okuyor. Adalet Meslek Yükseokulu'na kayıt oldu, sınavlarını verdi, ikinci sınıfa geçti.

Eşiniz neden tutuklandı peki?
Bank Asya hesabı var diye alındı. Bank Asya hesabı da benim üzerimeydi. Sonra Bylock dediler, Bank Asya'ya para yatırma dediler, bilgisayarda sohbet dinleme dediler. Ne hakim ne savcı kimse savunmasını dinlemedi. Birinci duruşmada ceza vereceklerdi, ama hakim izinli olduğu için ikinci duruşmada ceza verildi. Eşimin üzerindeki iki telefonda Bylock çıktığını söylediler. İkinci telefondaki Bylock olayını, tutuklandıktan 20 ay sonra kızımı tutuklayarak söylediler. Eşim kaç kez söyledi. 'O telefonlar benim üzerime, neden kızımı aldınız, bir 'suç'tan iki kişiyi tutamazsınız' diye kaç kez itirazda bulunduk ama olmadı.

Kızınız babasının telefonunda çıkan Bylock nedeniyle mi tutuklandı?
Evet. Kızımı 14 Şubat 2018 perşembe günü aldılar. Bir gün gözaltında kaldı. İkinci gün mahkemeye çıkarılarak tutuklandı. İfadesini alan savcı bey "Ooo Feriha, baba tutuklu, annenin mahkemesi devam ediyor. Kardeşinin araması var. Senin işin tesadüf olamaz". Kızımla birlikte gözaltına alınan dört kişiden sadece kızım tutuklandı. Polisler geldi, evi aradılar, Feriha'nın telefonunu aldılar, bir tane ortada duran flaş bellek vardı, onu aldılar. Hala telefonun incelenmesi bitmemiş zaten. Cezayı verdiler, daha telefonu incelenmiş değil.

Telefonu incelenmeden mi cezası onaylandı?
Evet, zaten hemen hemen herkese aynısını yaptılar. Kızım 1 yıl 2 aydır cezaevinde. Hemen ilk mahkemede 6 yıl 3 ay verdiler. Kararı istinaf mahkemesi 5 günde, Yargıtay 2 ayda onadı. Yargıtay'daki savcı, 'bu çocuğun babasını dinlememişsiniz, bilirkişi raporu yok, bu kararı bozun'. dedi. Ama Yargıtay'daki hakimler bozmadı, yine de onayladılar. 9 ayda bütün işlemlerini bitirdiler.
Bu gencecik çocuğu niye tutuyorlar. Her şeyine mal oldunuz! Kızım lise mezunu, üniversite değil. Dershaneye gitmemiş, yurtta kalmamış... KPPS sınavına çalıştı, girdi, kazandı. 7 ocak 2014'te ilk atandığı yer zaten Tortum. Sağlık Bakanlığı her şeyini araştırdı, bir şey yoktu o zaman...

Kaç yaşında kızınız, ne yapıyordu Erzurum'da?


1995 doğumlu. Tortum İlçe Devlet Hastanesi'nde Acil Tıp Teknisyeni idi. Yani acilde çalışan bir hemşireydi. Araştırdılar. Hiçbir derneğe, sendikaya da üye değil. Bunu Sağlık Bakanlığı da söylüyor. Bu kararın verilmesinin nedeni babasının Bylock çıkan telefonun şifresinde kızımın adı ve doğum tarihi yazması. Kızım liseyi daha yeni bitirmiş, ne bir telefon, ne başka bir şey var. Sırf devlet memuru diye, ihraç etmek için... Bir ay önce görevinden de ihraç ettiler zaten.

İhraç sebebi olarak ne gösteriyorlar?
Birkaç gün önce geldi ihraç kağıdı. Sebep olarak şunu yazmışlar: "Devlet memurları kanuna göre 1 yıl cezaevinde kaldığınız için, kanunu ihlal ettiğinizden dolayı ihracınıza..." Haksız, hukuksuz yere kızımı cezaevine koydular. Şimdi de bunu ihraç sebebi olarak gösteriyorlar. Eşime de diyorum, hiçbir hakkımdan vazgeçmeyeceğim. Eşimin kızıma nasihatı: Kızım evden abdestsiz çıkma, hastalara güler yüzlü davran, hoşgeldin de, iğnelerini yaparken Besmele çek. Biz çocuklarımızı böyle yetiştirdik.

Sizin davanız ne zaman ve neden açıldı?


10 Ağustos 2017'de gözaltına alındım. 4 gün gözaltında kaldım. 5. gün savcıya ifade verdim. Hem terör şubede hem de adliyede. Üzerime kayıtlı bir telefonda Bylock kullandı diye aldılar ama sonra kullanmadığım ortaya çıkınca, hani dükkana girmişken boş çıkmayayım diye Bank Asya'da hesabım olduğundan dolayı dava açıldı. Bir defa duruşmam oldu. İkinci duruşma 2 Temmuz 2019'a ertelendi. Şartlı tahliye ile bıraktılar. Bir yıl 3 ay haftada bir gün imza attım.

Ne kadar para yatırdınız?
1000 TL ve biraz altınlarım vardı. Zaten belgeler ellerinde. Eşim tanık olarak katıldı davama. Birinci katta oturduğumuzdan dolayı, eşim sürekli görevde olduğu için yatırdık Bank Asya'ya paramızı. 'Eğer ben herhangi bir yerden talimat alsaydım, o parayı ve altınları talimat verildiğini iddia ettikleri tarihlerde bankadan çekip ev satın almazdık. Tam tersine orada kalırdı' dedik ama nafile... Ben artık dibi gördüm. Büyüklerimiz hep söylerdi. Ağlamak ile gülmek kardeştir diye. Bunların ne demek olduğunu yaşadım. İçin cayır cayır yanarken karşındaki evladına gülmek zorundasın. Eşimin her yanına gittiğimde ona kötü bir haber vermek zorunda kaldım. Ahmet ben gözaltına alındım, Ahmet kızın tutuklandı, ihraç edildi...