19 Aralık 2013 Perşembe

'Her anlamda bir çöküş yaşanıyor'

19 Aralık 2013
Milli Reasürans Sanat Galerisi’nde dün açılan sergisinin adı ‘Tekerrür’, ocakta çıkacak son romanının adı ‘Kerr’, Şubat 2014’te gösterime girecek son filmi ise ‘Ben O Değilim’. Eserleriyle “Kötülük nereye varabilir, sınırları var mıdır?” diye soran sanatçı Tayfun Pirselimoğlu, tekerrür eden savaşların, ölümlerin, yıkımların artık daha kötü bir şekilde hayatımızda olduğunu söylüyor.
Tayfun Pirselimoğlu’nun 42 eserinin yer aldığı “Tekerrür” sergisi 18 Ocak 2014'e kadar açık.


Yazar, yönetmen ve senarist Tayfun Pirselimoğlu, günümüzün en üretken sanatçılarından. Bugüne kadar 7 film çekti, roman, hikâye ve deneme türünde 9 kitap yazdı, yurtiçi ve dışında olmak üzere 7 sergi açtı. Pek çok işi de ne hikmetse hep aynı dönemlere denk geldi. Pirselimoğlu, bunu bilerek yapmadığını söylese de yine böyle mümbit bir dönem yaşıyor. Milli Reasürans Sanat Galerisi’nde dün “Tekerrür” sergisini açtı, uzun bir süre önce tamamladığı romanı “Kerr”, Ocak 2014’te İthaki Yayınları’ndan çıkacak. Tekerrür ile aynı kökten gelen “Kerr” de tıpkı son filmi gibi sürprizli. Kayıp Şahıslar Albümü (2002, Om Yayınları) adlı kitabının ilk ve son bölümünün aynen yer aldığı romanın sadece ortası değişik. Hikâyesini merak edenler ocak ayını bekleyecek. Sanatçının son filmi “Ben O Değilim” de Şubat 2014’te gösterime girecek.

İstanbul’un nev-i şahsına münhasır galerilerinden biri olan Milli Reasürans’ta sergi vesilesiyle buluştuğumuz Pirselimoğlu, filminden ve romanından ağzımıza bir parça bal çalıp 2 yıl önce şekillenen Tekerrür sergisini anlattı. Ortadoğu Teknik Üniversitesi’ni bitirdikten sonra Viyana Hochschüle für Angewandte Kunst’ta (Uygulamalı Güzel Sanatlar Akademisi) resim ve gravür eğitimi gören Pirselimoğlu, 2005’te yine aynı mekânda sergilediği, Irak Savaşı’nı anlatan “Felluce” resimleri ile, bildik bir coğrafyada ‘karanlık’ güçlerin istilasına işaret ediyordu. Burnumuzun dibindeki savaşın zehirli atmosferini soluyan ‘acayip’ figürlerin eşliğinde tuhaf, endişe verici, korkutucu bir ‘geçmiş zamanın’ tasviri ile karşı karşıyaydık. Felluce sergisi, hüzünlü bir sonu önerse de çok ümitvâr bir kapı aralıyordu. Tekerrür, Felluce’nin devamı niteliğinde fakat şimdi o askerler bu kez çok daha kalabalık, çok daha acımasız bir şekilde geliyorlar. Üstelik, sessizce gökyüzünden ipler, kanatlar vasıtasıyla iniyor ve toprağın altına geçiyorlar. Kanatların ima ettiği hafiflik-iyilik değil, sahte bir duruş ona göre. Tekerrür eden savaşlar, ölümler, yıkımlar artık daha kötü bir şekilde hayatımızda. Tüm dünyayı kapsayan, Felluce’nin sınırlarının dışına çıkan, memleketimizi de içine alan bir kötülük hali bu.

Pirselimoğlu, o niye öyle oldu, bu niye böyle oldu diye hep sorular soracağımız ve cevabını alamayacağımız, neden-sonuç ilişkisinin ortadan kalktığı dönemlerde yaşadığımızı düşünüyor. “Ben soru sormayı seviyorum. Bu halimden memnunum. Ama insanlar ferahlamak için bazı cevaplara ihtiyaç duyuyorlar.” diye ifade ediyor duygularını. Tekerrür sergisinin sorusu oldukça açık: “İnsanlığın gidişatı nereyedir, bu kötülük nereye varabilir, sonu var mıdır? Bu kadar çok insanın öldüğü bir dönem olmuş muydu?” Pirselimoğlu, “Bu sadece savaşla açıklanacak bir şey değil, her anlamda bir çöküş içindeyiz.” diyor ve ekliyor: “Mesela dostluk imtihanlarının bu kadar keskinleştiği bir zamanı hatırlamıyorum ve artık ölüm üzerinden bir eşitlenme yok. Herkesin kendi ölüsü var.”











Ben O Değilim, çok sürprizli bir film

İlk kez Roma Film Festivali’nde (8-17 Kasım 2013) gösterilen ve burada aldığı “En İyi Senaryo” ödülü ile dikkat çeken, ‘Ben O Değilim’; Edinburg, Rotterdam, Münih, Sofya, Pekin film festivallerini dolaştıktan sonra Şubat 2014’te gösterime girecek. Ercan Kesal ve Maryam Zaree’nin başrolünde oynadığı film, kimlik değiştiren bir adamın hikâyesini anlatıyor. Pirselimoğlu, “Şimdilik ancak bunu söyleyebilirim. Çok sürprizli bir film olduğu için konuştukça fazla ipucu verebilirim. Ercan Kesal, çok iyi bir oyuncu. Senaryoyu yazarken Ercan tam olarak oturdu kafamda. Çok dişi bir rolde. İki karakteri bir anda oynuyor. Bu da bir oyuncu için her zaman yakalanacak bir fırsat değil. Ercan Kesal, bunu çok iyi değerlendirdi.” diyor.

HABERİN SAYFAMIZDAKİ GÖRÜNÜMÜ