22 Ekim 2013 Salı

Endülüs’ten Çin Seddi'ne İslam sanatları

22 Ekim 2013
İslam sanatıyla ilgili birçok eser yayımlayan İskoçya’daki Edinburgh Üniversitesi, önümüzdeki ay İslam coğrafyasındaki mimari eserleri konu alan bir kitap yayımlayacak. Türkiye’den ve dünyadan pek çok sanatçı, bilim adamı ve mimarın katkıda bulunduğu çalışmayı, kitabın editörü Irvin Cemil Schick’ten dinledik.


İslam sanatı üzerine arşivi oldukça geniş olan İskoçya'daki Edinburgh Üniversitesi Yayınları kasım ayında bir eseri daha İngilizceye kazandıracak. Editörlüğünü İstanbul Şehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Irvin Cemil Schick ve İranlı mimarlık tarihçisi Muhammed Gharipour'un yaptığı “Calligraphy and Architecture in the Muslim World” adlı eser, Endülüs'ten Çin'e, hatta Kuzey Amerika'ya kadar hat sanatımıza ve mimariye dair kapsamlı bir çalışma.

İslâm coğrafyasında inşa edilen eserlerle hat sanatı arasında nasıl bir ilişki var? Eserlerdeki kitabeler, içinde bulundukları mekânları nasıl etkiliyor? Yapıldıkları malzemeler neler? Hamileri, sanatçıları kim? Üslupları, içerikleri neyi ifade ediyor?.. Kitapta yer alan 28 makale ve onlara eşlik eden fotoğraflar, bu soruların cevabını veriyor. Uzun yıllardır Türkiye'de bulunan, İslam sanatları ve kültür tarihi üzerine çalışan Schick, 7. yüzyıldan 21. yüzyıla kadar tüm İslam coğrafyasını tarayan; Çin, Orta Asya, Hindistan, İran, Osmanlı İmparatorluğu, Arap dünyası ve Endülüs bölgesini içine alan bir eser hazırladıklarını söylüyor. Makalelerin bazıları belirli hattatlara, bazıları belirli bölgelere, bazıları himaye ilişkilerine, bazıları da binalara ve kitabelerin içeriğine yoğunlaşıyor.


Kitapta adı geçen sanatçılar, İslam coğrafyasının her yanına yayılmış eserlerde hatları bulunan önemli hattatlar. Osmanlı hattatlarından adı geçenler ise; Yesârîzâde Mustafa İzzet Efendi, Mustafa Râkım, Kazasker Mustafa İzzet Efendi, Şefik Bey, Abdülfettah Efendi, Abdullah Zühdî... Makale yazanların ise bir kısmı aynı zamanda sanatçı ama kitapta bilim insanı kimlikleriyle yer alıyorlar. Mesela Prof. Uğur Derman İstanbul'da yüzden fazla kitabesi olan Yesârîzâde Mustafa İzzet Efendi'yi, hattat Süleyman Berk Mustafa Râkım Efendi'yi, mimari yazılara yaptıkları önemli katkılar bağlamında ele alıyor.

Talip Mert ile Hilal Kazan, kitabelerin yazılmasının ardındaki süreçlere yoğunlaşıyor. Örneğin Kazan, Medine'deki Mescid-i Nebevî'nin yazılarının 19. yüzyılda nasıl yenilendiğini arşiv belgelerine dayanarak ortaya koyuyor. Nina Ergin, Mimar Sinan'ın inşa ettiği camilerdeki kitabelerin metinleriyle aynı camilerin vakfiyelerinde okunmaları şart koşulan metinler arasındaki ilişkileri anlatıyor.

Amerikalı Olivia Wolf, Memlûklü kadın hükümdar Şecerü'd-Dürr'ün türbesindeki kitabeleri toplumsal cinsiyet bağlamında inceliyor. Pakistanlı Tehnyat Majid, Mardin ve civarındaki bazı yapılarda bulunan makılî (hat sanatında kullanılan bir yazı türü) kitabeleri kaleme alıyor. Alman Barbara Stöcker-Parnian, Çin'deki camilerde Çince ve Arapça kitabelerin bir araya nasıl geldiğini aktarıyor. AlBaraka Türk'ün sponsorluğunda hazırlanan 532 sayfalık eserin Türkçede ne zaman yayınlanacağı henüz belli değil.

'Restorasyonların yarardan fazla zararı oluyor’

Söz konusu mimari, hat sanatı ve kitabeler olunca söz dönüp dolaşıp yine restorasyonlara geliyor. Irvin Cemil Schick de son yıllarda yapılan tarihi eser restorasyonlarını eleştiriyor: “Mimari eserlerindeki yazılar, yani kitabeler, ister sanat açısından olsun, ister içerikleri açısından, korunmaları gereken önemli hazinelerdir. Oysa bunlar yıllardır yok ediliyor. Kimi siyasi nedenlerle, kimi bakımsızlıktan, kimi para hırsı yüzünden. Şimdilerde bir restorasyon furyası var, ama maalesef ehil ellere verilmeyince restorasyonun yarardan fazla zararı oluyor. Beyoğlu'ndaki Ağa Camii'nin kuşak yazısı, Kâğıthane'deki Aziziye Camii'nin kubbesiyle mihrabı, daha birçok önemli eser mahvedildi. 'Yaptık' demekle olmuyor, nasıl yaptın, iyi yaptın mı, budur mesele.

HABERİN SAYFAMIZDAKİ GÖRÜNÜMÜ