27 Ocak 2016 Çarşamba

Emine Ceylan'ın elem çiçekleri açtı

 27 Ocak 2016
Emine Ceylan, altı yıl aradan sonra farklı bir sergi açıyor. Tophane-i Amire'de bugün başlayan “Elem Çiçekleri”, fotoğraf, resim ve enstalasyondan oluşan çok yönlü bir sergi. Fotoğraf sanatında 30 yılı geride bırakan ve bugüne kadar 14 sergi açan Ceylan için Elem Çiçekleri yeni bir başlangıç.

Elem Çiçekleri sergisi, 29 Şubat 2016'da sona erecek. Fotoğraf: Kürşat Bayhan, Zaman
Emine Ceylan, her zaman şaşırtan sanatçılardan. Hindistan fotoğrafları, kızı Asiye'yi model olarak kullandığı ve oldukça ses getiren ‘Zaman Yolculuğu' kareleri, kardeşi Nuri Bilge Ceylan ile birlikte açtıkları “Babam İçin” sergisi… Hepsinde farklı bir sanatçı vardı karşımızda. Altı yıldır atölyesine kapanan Ceylan, şimdi de sürpriz çalışmalar hazırladı. Hedefi sergi açmak değildi, çalışmaktan duyduğu zevk, yeni bir işe başlama tutkusu, başarmak ya da başarısızlık... Bu duyguları deneyimlemek istedi. Cesare Pavese'nin “Bir sanatçı için en korkunç şey, başlama duygusunu yitirmesidir.” sözüne inat, o duyguyu yitirmeden sabahın erken saatlerinden gece yarılarına kadar çalıştı, çalıştı, çalıştı ve ortaya, Baudelaire'den ödünç aldığı isimle ‘Elem Çiçekleri' çıktı.

Tophane-i Amire Kültür Sanat Merkezi'nde bugün başlayacak olan “Elem Çiçekleri”, fotoğraf, resim ve enstalasyondan oluşan çok yönlü bir sergi. Ceylan, Baudelaire'in temel aldığı melankoli duygusunun kendisiyle, fotoğraflarıyla ve resimleriyle ortak birlikteliğe sahip olduğunu düşündüğü için sergisine bu ismi verdiğini söylüyor.

Elem Çiçekleri, iki bölümden oluşuyor. Tophane-i Amire'nin beş kubbe olarak adlandırılan büyük salonunda, 6 yıllık emeğin ürünü olan yağlıboya resimler, karışık teknikle hazırlanmış görseller ve resimleriyle bütünlük arz eden büyük boy siyah-beyaz fotoğraflar yer alıyor. Tek kubbe olarak adlandırılan 250 metrekarelik küçük salonda ise “Yalnız Kadınlar Arasında” adını verdiği enstalasyon izlenebilecek.





 


KÜÇÜK GELİNLERİN ACISI İLHAM VERDİ
Emine Ceylan'ın yağlıboya tablolarında kendi hikâyesi, hayatındaki insanlar, sevdikleri var. Köy yaşantısı, abla-kardeş, anne-kız sevgisi, eşekler ya da kayınvalidesi... Ceylan'ın eşi, ressam Alaattin Aksoy'un annesi Asiye Aksoy da bu hikâyenin bir parçası. İlk kez denediği enstalasyonda ise kadınların yalnızlığına değiniyor sanatçı. Hayatlarındaki anlamı yitirmiş, ebedi yalnızlığa mahkûm olmuş, belki de lanetlenmiş kadınlar… “Yalnız Kadınlar Arasında” adlı enstalasyonun çıkış noktası, Güneydoğu'da intihar eden küçük gelinler. “O küçük gelinler beni çok sarstı. 2014'te intihar eden Siirtli Kader'den çok etkiledim. Fakat bu enstalasyon kadın şiddeti üzerine değil sadece, kadınların yalnızlığı üzerine bir deneme.” diyor Ceylan.

Elem Çiçekleri, bugüne kadar 14 kişisel fotoğraf sergisi açan Ceylan için yeni bir başlangıç. Sanatçı, artık sadece fotoğraf çekmeyecek, resim yapacak, enstalasyon hazırlayacak. Ölüm, yokluk, yolculuk, zaman, melankoli temaları üzerine çalışan Ceylan'ın yağlıboya tabloları da resimleriyle örtüşüyor. Onun sanatını ise en güzel Fransız şair Paul Claudel'in bir sözü ifade ediyor: “Zaman hiç kaybolmaz, kaybolan biziz.”

“Eski zaman insanları gibiyim”
Emine Ceylan, bunca yıl sanatın içinde ama hep popülerlikten uzak durdu. On tane iş yapıp sergi açan, fuarlarda fıldır fıldır eser satma telaşına düşen birçok sanatçının aksine asude ve sessiz bir yaşamı tercih etti. Daha da önemlisi, onun çalışma anlayışı ve disiplini. İğneyle kuyu kazmaya ve derinleşmeye inanan kaç sanatçı var? Altı yıldır atölyesinden resim yapan sanatçı bakın ne diyor:

“Resimleri çalışırken altı yıl boyunca kimseye göstermedim, kapanıp çalıştım. Hiç kimse, ne kardeşim gördü, hatta kocam ressam, o bile görmedi. Ama sergi açmak için, bir hedefe varmak için resim yapmadım. Çalışmak, bunu başarmak istediğim için yaptım. Bunları hiç sergilemeyebilirdim. Resmin en zevkli yanı bence yaparken, sunuş kısmını sevmiyorum. Çünkü, ne yazık ki anlamsız geliyor. Artık çok farklı duyarlıklar var günümüzde. Ben farklı bir kulvarda yürüdüğümü düşünüyorum. Sosyal medyanın ön planda olduğu, daha yüzeysel tüketimin önemsendiği bir toplum haline geldik. Ben buna hitap etmiyorum. İğneyle kuyu kazmaya ve derinleşmeye inanan bir insanım. Eski zaman insanları gibi. Şimdi anlık tüketimler var. Instagramı sanat sanıyorlar, anlık paylaşımları beni yükseltmiyor, keyif vermiyor. Ama kendi başıma çalışırken içine girdiğim mücadele, başarı, başarısızlık… Bunlar  daha heyecan verici.”

Sergide yağlıboya resimlerin yanı sıra karışık teknikle hazırlanmış görseller ve büyük boy siyah-beyaz fotoğraflarda yer alıyor.


 
Emine Ceylan, atölyesinde çalışırken. Tuvalde kadın, kayınvalidesi Asiye Aksoy.
Çok yönlü bir Emine Ceylan kitabı
Elem Çiçekleri sergisi, Ceylan'ın son altı yıldaki üretimlerinden oluşuyor ama sergiye eşlik eden 480 sayfalık kitap, sanatçının bütün dönemlerini yansıtan retrospektif bir eser gibi hazırlanmış. Baştan sona Ceylan'ın tasarımı olan kitabın her bölümünün başında, sanatçının kendisi ve aileden birinin yazdığı yazılar yer alıyor. Kızı Asiye, kuzenler Akın Aksu, Tahir Musa Ceylan bu isimler arasında. Kitapta annesine ve babasına yazdığı şiirsel denemelerine de yer veren Ceylan, “Çok içsel, kişisel ve bana özgü bir kitap oldu.” diyor.

Emine Ceylan ve ben, Cihangir'deki atölyesi. 25 Ocak 2016.


HABERİN SAYFAMIZDAKİ GÖRÜNÜMÜ