5 Ağustos 2013 Pazartesi

Tezhibin büyükannesine vefa

5 Ağustos 2013
Tezhip sanatçısı Prof. Dr. Fatma Çiçek Derman, on yıl öğrencisi olduğu hocası Rikkat Kunt'un hayatını kaleme aldı. 83 yıllık ömründe bir kez bile sergi açmayan, hakkında hiçbir yayın olmayan, eserlerinin sayısı bilinmeyen Kunt'un, bugün tezhip deyince akla gelen pek çok isimde emeği bulunuyor. 
Rikkat Kunt Akademi'de (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) öğrencileriyle, 1958.

Tezhip sanatını usta-çırak usulüyle Dr. Süheyl Ünver, Muhsin Demironat ve Rikkat Kunt'tan öğrenip 1982 yılında Kunt'tan icâzet alan Prof. Dr. Fatma Çiçek Derman, hocasının hayatını kaleme aldı. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı iken yaş haddinden bir buçuk yıl önce emekli olur olmaz ‘Rikkat Kunt Hoca Hanım' kitabının hazırlıklarına başlayan Derman, uzun zamandır bu eseri yazmanın hayalini kuruyordu. Fakat bugüne kadar hakkında, birkaç röportaj dışında yayın olmayan, eserlerinin sayısı bilinmeyen ve sergi açmaktan imtina eden hocasına layık bir eser hazırlayabilmek için epey araştırma yapıp çalışmak mecburiyetinde kaldı.

Prof. Dr. Çiçek Derman. Fotoğraf: Sevinç Özarslan
 Beyazıt Kitap ve Kültür Fuarı kapsamında 30 Temmuz'da kitaplarını imzalayan Derman ile kitabı yayımlayan Kubbealtı'nın standında buluşup sessiz bir köşeye çekildiğimizde kendisi ilk olarak o ince ve dalga dalga yayılan huzurlu ses tonuyla; tezhip, hat, ebru, minyatür gibi gelenekli sanatlara ilgi gösteren bugünkü öğrencilerin durumunu özetleyen bir hikâye anlattı:  “Bir öğrencime ‘Allah feyzini bol etsin' dedim, ‘Feyz nedir?' diye sordu. Allah rızası nedir, diye soran da var. Ama ben onları suçlamıyorum, hiçbir günahları yok. Cemiyet, cemiyet!.. Ne verirseniz onu alıyorlar."

    Gelenekli sanatların bir yandan yükselişte olduğu, diğer yandan çok tüketildiği, altı ay kursa giden herkesin sergi açtığı günümüzün sanat ortamı, Çiçek Derman'a endişe verici geliyor. Ona göre hep bir koşuşturmaca halindeyiz, tefekkür kalktı. Pek çok genç, arkadaşının ya da etrafının tesirine kapılmış, kısa yoldan para kazanmak istiyor, şan şöhret merakı ise almış başını gidiyor. Demek istediği, sanat edebinin kaybolmuş olması. Oysa Çiçek Hanım, bütün ömrünce sadece iki şahsî sergi açmış.

Rikkat Kunt ve Çiçek Derman
  On yıl ders aldığı tezhip hocası Rikkat Kunt (1903-1986) ise 83 yıllık hayatında bir kez olsun sergi açmamış, hatta sergi kelimesinden bile rahatsızlık duyar, bunu bir benlik iddiası olarak görürmüş. Kunt, “Sergi açmak iddialı bir iştir, eteği sökük ortaya çıkmayın.” dermiş. Öğrencisi Derman, “Ama hocam biz üniversite mensubu olduğumuz için açmak zorundayız.” diyecek olduğunda “Siz de bilirsiniz ki, kâğıt üzerinde tezhip yapmak çok kolaydır, ahlâkınızı tezhip gibi bezeyin.” diye öğütlermiş.
    Pek çok eserine imza dahi atmamış Kunt Hoca Hanım. Kitapta, Rikkat Kunt'un Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde yaşadıklarını ve sanata bakışını anlatan Çiçek Derman, Kunt'un eserleri arasından en seçkin ve en az görülmüş olanlarına yer verdiğini ve bunu yaparken müzayedeleri takip etmek ve koleksiyonerlerden yayım izni alabilmek için epey uğraştığını söylüyor.

Rikkat Kunt hocalarıyla.
Akademi'deki müdiriyet odası, 1950-51 yılları... Çiçek Derman’ın, Rikkat Kunt’un anılarını anlatırken kitapta yer verdiği dört karede, Türk sanat tarihinde adı geçen; Hikmet Onat, Zeki Faik İzer, Leopold Levy, Feyhaman Duran, Şefik Bursalı, Sedad Hakkı Eldem, Cemal Tollu, Zeki Kocamemi, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Necmeddin Okyay, Halim Özyazıcı, Emin Barın, Hilmi Ziya Ülken, Nurullah Berk gibi isimler alıyor.

14 Ocak 1949'da Yıldız Mimari'de yapılan muallimler toplantısı. Rikkat Kunt en üst sırada.
 'Tezhip sanatının müdafaasını yaptı'
Prof. Dr. Fatma Çiçek Derman, "Rikkat Kunt, özellikle gelenekli sanatlarımızın en horlandığı, itibar görmediği dönemde tezhip sanatının müdafaasını yapmış bir hanımdır. Sipariş olarak aldığı çalışmalara ağırlık vererek ve öğrencisi olmasa bile misafir öğrencilerle atölyesini kapatmayarak bütün gücüyle bu sanatın devamına çalışır. Onların çektiklerini bizler yaşamadık. 1968'de emekli olduktan sonra da bu sanatı öğrenmek isteyenlere evini açarak hiçbir bedel talep etmeden, sadece Allah rızası için, eli fırça tutamayıncaya kadar bu sanatı öğretmeye çalışan bir hoca idi." diyor ve Rikkat Kunt ile titizlikle süren bir hoca-talebe ilişkisi içinde olduklarını, bugün hayatta olsa öğrencisi olmaya devam edeceğini ifade ediyor.

Fatih Dîvânı'nın tezhipleri

Rikkat Kunt, birçok güzel eser bezer, fakat bunların içinde en önemlisi Cumhuriyet devrinde ilk ve tek örnek olarak yapılan ve nakkaşhane usulü ile hazırlanan yazma Fatih Divanı'ndaki tezhipleri olduğu biliniyor. 1953 yılında İstanbul'un fethinin 500'üncü yıldönümü münasebetiyle Sultan Mehmet'in gazel tarzındaki şiirleriyle ilgili bir eser hazırlanması kararlaştırılır. Hazırlanan 66 kıt'anın 34 tanesinin tezhibi Rikkat Kunt'un elinden çıkar. Bu eser daha sonra Brüksel Fuarı'nda altın madalyaya layık görülür. Vefatından bir ay sonra 80 eseri, İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi'nde (IRCICA) sergilenir ve büyük ilgi görür.

 Akademide bir devir 

Beylerbeyi'nde bir yalıda büyüyen Rikkat Kunt (1903-1986), rahat bir çocukluk yaşar. Fransız mürebbiyeden aldığı ilk tahsil sebebiyle Fransızcaya hâkimiyeti mükemmel düzeydedir. İngilizce ve Almancayı da anadili gibi konuşan entelektüel yanı ve Türkçeye vukufiyeti üst düzeydedir. Siyaset, ilim, fikir adamı ve Türk Lugati'nin sahibi olan babası Hüseyin Kâzım Kadri Bey, son derece karakter ve haysiyet sahibi bir kişilik olarak bilinir.

    İki kez evlenen ve iki evliliği de hazin bir şekilde sonuçlanan Rikkat Kunt, 33 yaşındayken bir daha evlenmeme kararı alarak Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ne girer ve yaş haddinden emekli olduğu 65 yaşına dek önce öğrenci sonra da hoca olarak Akademi'de bir devre imza atar. Rikkat Hanım'ın Akademi'ye ilk adım atışı, dayısı İsmail Hikmet Ertaylan'ın davetiyle olur. İsmail Hakkı Altunbezer'den ilk gördüğünde çok etkilenir ve kendisinden tezhip dersleri almaya karar verir. Ancak bu dersler yürümez. Desen çizmede ve kaideler konusundaki eksikleri giderilmeyince Feyzullah Dayıgil'den ders almaya başlar. Hocasıyla uyumlu bir çalışma sürdürerek bugünlere tezhip sanatının sağlam kaidelerle gelmesini sağlar. 1986'da vefat edden Rikkat Kunt'un kabri, Beylerbeyi Küplücü'de babasının yanında bulunuyor.




RİKKAT KUNT'UN TEZHİPLERİNDEN...

Hamit Aytaç'ın istifli celi sülüs besmelesine yaptığı tezhip.

Hamit Aytaç'ın celi sülüs Lafza-ı Celal yazısına yaptığı tezhip.

Kamil Akdik'in celi sülüs hattı ile 'Allah-u hayrun hafizin' levhasına tezhip

Rikkat Kunt'un Hiç koleksiyonundan kalan iki levha.

Hamit Aytaç'ın Hutut-ı Mütenevvia levhasına tezhip
HABERİN SAYFAMIZDAKİ GÖRÜNÜMÜ