12 Kasım 2015
Türkiye’nin ilk çağdaş sanat fuarı Contemporary İstanbul
(CI) bugün başladı. Koleksiyonerler için önizleme açılışı ise dün yapıldı. Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda dört
gün devam edecek fuara, 23 ülkeden 700 sanatçı katılıyor. Fuarın en sürpriz
ismi ise 89 yaşındaki ressam Adnan Çoker’di. ‘Alfabe’ serisiyle ilk kez
tarzının dışına çıkan Çoker, sanat camiasına şöyle sesleniyor: “Ya doğru dürüst
bir şey yapsınlar, ya ben doğrulturum onları.”
Bu yıl onuncu yaşını kutlayan çağdaş sanat fuarı Contemporary İstanbul, bugün başladı. 23 ülkeden 700'den fazla sanatçının katıldığı fuarın bizce, en sürpriz ismi Türkiye'de soyut resmin ilk temsilcilerinden Adnan Çoker'di. Geometrik resimleriyle tanıdığımız Çoker, bu kez tarzının dışına çıkmış, ilk kez A'dan Z'ye tüm harfleri hareketli formalarla resmetmiş. Sanatçının, desenlerini 2007'de çizmeye başladığı Alfabe serisinde yaklaşık on yıllık bir emek var. Adnan Çoker, 1927 doğumlu, 89 yaşında. Önümüzdeki yıl 90. yaşını kutlayacak. Durup dururken, şimdi neden, niçin acaba herkesi şaşırttı? Aslında bu onun tarzı, belki de şaşırmamak lazım ama fuarın giriş katında Olcayart'ta ‘Alfabe' adını verdiği sergisinde buluşunca ne yapmak istediğini konuştuk.
İki nedeni var. Birincisi, diyor ki, “Ressamım ama burada daha ciddi bir işe kalkıştım. Biliyorsunuz böyle şeyler yapmıyordum.” Alfabe'deki eserlerin hepsi aynı boyda ve aynı renkte. Siyah zemin üzerine açık mavi A, B, C… Mor üçgenler, yeşil daireler yok. Renk konusunda bu kez kimseyi rahatsız etmek istemediğini söylüyor sanatçı. İkinci sebebi ise, ‘Hülya Avşar' vakası gibi sanat camiasına bomba gibi düşebilir (Hatırlarsanız kendisini bir sergi açılışında Avşar kızına verdiği ayarla epeyce gündeme gelmişti.) Şöyle diyor Çoker: “Bana yine kızacaklar ama sanatçıların canına okuyacağım dedim, ya doğru dürüst bir şeyler yapsınlar, ya ben doğrulturum onları.”
‘İYİ SANATÇI GÖREMİYORUM'
İstanbul'un çağdaş sanatın merkezi olduğu konuşulurken, artık daha hareketli ve daha üretken bir camiadan söz edilirken, Adnan Çoker neden böyle düşünüyor? Yeni yetişen sanatçıları mı beğenmiyor, yoksa eski-yeni herkese mi bu sözü? Eskiler arasında iyi sanatçılar olduğunu söylüyor fakat, genel itibarıyla sanat camiasından memnun değil. “Ben iyi sanatçı göremiyorum… Ciddiyet yok. Bakın burada (eserlerini işaret ederek) ciddiyet var.”
Sanatçının hayret ettiği bir konu da satış mevzuu. O da, Alman ressam Gerhard Richter gibi eserlerine kimlerin, niçin para verdiğini anlamıyor. “Ben, bunlar yapılır mı yapılmaz mı diye düşünürken alıcılar çıkıyor. Bunları alıyorlar? Alamazsın da diyemezsin...” Niye aldıkları tabloların altındaki kırmızı küçük noktalardan belli, doksan yıllık bir emek, birikim ve bakış… Sergide, Adnan Çoker'in A'sı çoktan satılmış, B gitmiş, C gitmiş, Ç de gitmiş… “Artık kendime özel bir A ve Ç yapacağım.” diyor Çoker…
Contemporary'de dikkat çekenler…
CI'da bu yıl İran sanatına özel bir yer ayrıldı, Tahran'dan dört galeri ve bir vakıf yer alıyor. Fakat etkileyici bir eser olduğunu söylemek zor. Tahran ve New York'ta birer şubesi bulunan Shirin Gallery'deki Ali Akbar Sadeghi'nin minyatürle harmanlanmış eserleri görülebilir.
Ayrıca İran'ın öne çıkan koleksiyonerlerinden Nadeer Mobarqa ve eşinin sanat koleksiyonu CI'da yer alıyor. Koleksiyonda Faramarz Pilaram'ın eseri dikkat çekici.
IŞİD'in Suriye'de yıktığı heykelleri, farklı teknolojik materyaller kullanarak yeniden üreten Morehshin Allahyari'nin Plugin bölümündeki videosu ile yine aynı bölümde, Bager Akbay'ın şiir yazan enstalasyonu izlemeye değer.
İstanbul'da galeri açmak için yer arayan Berlin'den Big Berlin'de sergilenen Murat Tosyalı'nın futbolcu Hakan Şükür, Metin Tekin, Rıdvan Dilmen, İbrahim Toraman portreleri...
Akbank Sanat standında sergilenen, Pablo Genoves'in “Hiç Olmadı, Hep Oradaydı” başlıklı sergisindeki fotoğrafları…
Murat Tosyalı'nın Big Berlin galerisinde sergilenen futbolcu portreleri. |