10 Ekim 2015 Cumartesi

Çağın ‘Taş Kıranlar'ı

10 Ekim 2015
Fransız ressam Gustave Courbet'nin 1849'da yaptığı ‘Taş Kıranlar' tablosuyla aynı adı taşıyan sergi, Çukurcuma'daki BLOCK art space'te açıldı. Köylü sınıfının maruz kaldığı zorlu, hatta gaddar gerçeklikleri tasvir ettiği için anıtsallık atfedilen tablo ve o tabloyu referans alan Güney Afrikalı genç sanatçı Nicky Broekhuysen acaba bugüne ne söylüyor?

Nicky Broekhuysen, 1981 yılında Güney Afrikada doğdu. 2004 yılında Yeni Zelandadaki Auckland Üniversitesinden Güzel Sanatlar Derecesi alarak mezun oldu. Sonraki iki buçuk yıl boyunca Şanghayda çalışmalarına devam etti. 2008 yılında ise Berline yerleşti ve sanatçı halen orada yaşıyor.
Fransız ressam Gustave Courbet (1819-1877), gerçekçilik akımının en önemli temsilcisiydi. Yaşadığı çağı resmetti. Fakat, ‘Taş Kıranlar', ‘Köyün Genç Kızları', ‘Ornans'ta Cenaze Töreni' gibi tabloları o dönem için beklenmeyen bir tarzdı, bu yüzden ağır eleştiriler almıştı. Eleştirmen Kaya Özsezgin'in belirttiğine göre özellikle Taş Kıranlar ve cenaze töreni, ilk sergilendiğinde skandal olarak nitelenmiş, işçi sınıfının resme konu olması bayağılık olarak görülmüştü. Nihayetinde resim yüksek bir sanattı! Peki, Beyoğlu'ndaki BLOCK art space'te açılan, Courbet'nin eserine gönderme olduğu ifade edilen ‘Taş Kıranlar' sergisi bugüne ne söylüyor? Güney Afrikalı genç sanatçı Nicky Broekhuysen'in, Türkçede ikili sayılar olarak tanımlanan 0 ve 1 rakamlarını kullanarak yaptığı yağlıboya el baskısı çalışmalarının, Courbet'nin yol kenarında taş kıran iki köylüyü resmettiği tablosuyla ilgisi ne?
Taş Kıranlar, Jean Désiré Gustave Courbet (10 Haziran 1819 – 31 Aralık 1877)

2004'ten beri Berlin'de yaşayan ve artık her şeyin yolunda gittiği şehirlerde değil, Şanghay, İstanbul, Beyrut gibi kaosun, hareketin yoğun olduğu kentlerde sergi açmayı tercih eden Broekhuysen'a kulak verirsek, ‘Courbet, Taş Kıranlar resmiyle, sıradan insanların statüsünü yükseltti. Soylu sınıfı ile işçi sınıfını yüzleştirdi ve aynı seviyeye getirdi. Ve elbette statükonun çözülüşünü resmetti. Bir sanatçı olarak o dönemde yaşananlardan etkilendiği için bunu yaptı.'
Broekhuysen'a göre Courbet'nin tavrı, günümüz sanatçısını da çok iyi temsil eden bir şey. Diyor ki: “Hepimizin böyle bir görevi olmalı. Taş Kıranlar adı, resimde kullandığım teknikle de çok uyuyor. 2006'da keşfettim bu tekniği. 1 ve 0 benim için bir dil, aslında bütün dünyanın kullandığı bir dil. Dijital çağda yaşadığımız için tüm devinimlerin temelinde sıfır ve bir var. Ekonomiden bilgisayar programcılığına her türlü veriyi, bilgiyi temsil ediyor bu rakamlar. Sağlam bildiğimiz temellerin sağlam olmaması gerektiğini, değişebilir, kırılabilir, tekrar yapılabilir olması gerektiğini savunuyorum. Nitekim, bu tekniği kullanmaya başladığım dönem; dünya ekonomisinin sarsıldığı, Arap Baharı gibi savaşlarla sistemlerin yıkılıp yeniden kurulduğu bir dönemdi. O yüzden Taş Kıranlar buna çok güzel bir referans. Çok sağlam olan bir şeyi kırıp tekrar yapıyorsunuz. Benim yapmaya çalıştığım tam da bu.”
Sanatçının da dediği gibi hayatımızdaki hiçbir şey sabit değil, sistemler, yapılar, fikirler, inançlar sorgulanabilir, değişebilir, dönüşebilir ve yeniden inşa edilebilir. Bu yüzden olsa gerek sanatçı eserlerinde yığın formunu sık kullanıyor. Çünkü insan iki şey için bir şeyler yığıyor. Ya üretmek ya da kurtulmak için... Taş Kıranlar sergisi, 15 Kasım'a kadar açık. (www.blokartspace.com)

Niky Broekhuysen eserlerini Türkçede ikili sayılar olarak tanımlanan 0 VE 1 rakamlarını kullanarak yağlıboya el baskısıyla yapıyor. (The Stonebreakers IV, oil on paper 100 x 100 cm, 2015)

“The Stonebreakers V”, oil on paper, 100 x 100 cm, 2015

“The Stonebreakers III”, oil on paper, 100 x 100 cm, 2015

“The Stonebreakers I”, oil on paper, 100 x 100 cm, 2015


“Bang!” oil on paper, 50 x 68 cm, 2015