11 Kasım 2014
Ekrem Hakkı Ayverdi, ölümünün 30. yılında, Suna ve İnan Kıraç
Vakfı İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nde (İAE) açılan bir sergiyle anılıyor.
Mimarlık, koleksiyonerlik ve restoratörlük olmak üzere Ayverdi’nin üç
yönünü ele alan “Ekrem Hakkı Ayverdi, Mimarlık Tarihçisi, Restoratör, Koleksiyoner” adlı sergide, onun restorasyon projelerinden,
koleksiyonundaki eşsiz hat sanatı örneklerine kadar pek çok eser yer
alıyor.
Beyoğlu Tepebaşı’ndaki Suna ve İnan Kıraç
Vakfı İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nde (İAE) geçen hafta açılan
sergi, kültürümüzü merak eden herkesi ilgilendiriyor ama Fatihlileri
daha yakından ilgilendiriyor. Dikkatli semt sakinleri, Fatih’in ana
caddesinde ya da Koyunbaba Parkı’nda Ayverdi soyadına mutlaka rast
gelmiştir. Peki Fevzipaşa Caddesi’ndeki müze ev hiç dikkatinizi çekti
mi? Kapısındaki tabelada “Bu evde mütefekkir-yazar Samiha Ayverdi ve
ailesi yaşadı.” yazan o evin mimari ve içindeki sanat eserlerinin,
kıymetli eşyaların sahibi, abisi yazar Ekrem Hakkı Ayverdi idi. Her gün
önünden geçtiğiniz evdeki nadide eserleri orada görmek mümkün değil ama
28 Mart 2015’e kadar İAE’de ziyaret edebilirsiniz.
Ekrem Hakkı Ayverdi’nin, ülkemizin kültür
adamlarından biri olduğunu söyleyebiliriz fakat o kadar çok kaleme sahip
ki! Osmanlı mimarisinin üstadı, sekiz ciltlik mimarlık tarihi kitabı
dillere destan, restoratör ve tabii ki koleksiyoner. Sergide bu üç yönü
de ele alınıyor. Topkapı Sarayı başta olmak üzere, İstanbul, Edirne ve
Bursa’da 1940’lı-50’li yıllarda yaptığı restorasyonlar sayesinde pek çok
eser ayakta kalmış. Serginin bizce en dikkat çeken belgeleri de bu
döneme ait. Topkapı Sarayı’nın restorasyon öncesindeki perişan halini
gösteren fotoğraflar ile yine sarayın restorasyonu için 1942’de devlet
tarafından kendisine ödenen 52 bin Türk Lirası’nı belgeleyen matbu
(yanda) dikkat çekiyor. Osmanlı’nın son zamanlarda sarayı ne
kadar ihmal ettiğini bu belgelerden anlamak mümkün. Hırka-ı Saadet
Dairesi, Arz Odası ve Hazine dışındaki tüm bölümler hazin vaziyette.
“Ekrem Hakkı Ayverdi, Mimarlık Tarihçisi, Restoratör, Koleksiyoner” adlı
serginin küratörü, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Bilim Kurulu
Başkanı ve aynı zamanda Ayverdi ailesi ile çocukluğundan beri tanışan
Prof. Dr. Baha Tanman, kendisinden duyduğu bilgiyi şöyle aktarıyor:
“Restoratör olarak işinizi yaparsınız, o kolay. Ama ben kendisinden
dinledim, ‘Ödenek yetmeyince cebimden para eklediğim olurdu.’ derdi. İşe
sırf tüccar mantığıyla bakmamış, sevgiyle bağlanmış.”
Koleksiyonun ağırlık merkezini
hat, tezhip, cilt gibi Osmanlı kitap sanatları oluşturuyor. Bunların
yanı sıra Selçuklu ve Osmanlı çinileri ile Batı tarzında resim yapan
Şeker Ahmet Paşa, Hoca Ali Rıza gibi ressamların eserleri yer alıyor.
Tanman’ın anlattığına göre 1940’lı yıllarda o zamanki elitler
Avrupa imalatı biblo biriktirirken, Ekrem Hakkı Bey ve birkaç kişi bu
eserleri toplamaya gayret etmişler. Tek kaygıları var; eserler yaban
ellere düşmesin. Baha Tanman, “Ekrem Hakkı Bey’in koleksiyoner profili, gerçekten olması gereken bir profil. Şimdi sırf moda olduğu için ya da belli bir sosyal statüde olan insanların evlerinde antika eşyaları olması gerektiği zannından dolayı eser alıyor. Kimse eserin kültüründen haberdar değil.” diyor.
Sergideki koleksiyon, müze evden süzülen sadece bir damla. Ayverdi’nin öğrencilik zamanında yaptığı cami çizimleri, Karahisari’nin hatları, Mimar Sinan’ın biyografisini ve eserlerinin dökümünü yazdırdığı ünlü eseri Tezküretü’l-Enbiye’nin bir nüshası, III. Sultan Selim’in Tur-i Sina Manastırı’nın vergiden muaf ve Osmanlı’nın himayesinde olduğunu gösteren tek vesika ve daha pek çok eser ilginizi bekliyor. Temennimiz, Ayverdi’nin Kubbealtı Vakfı’na bağışladığı koleksiyonunun tamamını ileride Pera gibi ‘toplumsal hafızaya girmiş’ müzelerden birinde izlemek…
Sergideki koleksiyon, müze evden süzülen sadece bir damla. Ayverdi’nin öğrencilik zamanında yaptığı cami çizimleri, Karahisari’nin hatları, Mimar Sinan’ın biyografisini ve eserlerinin dökümünü yazdırdığı ünlü eseri Tezküretü’l-Enbiye’nin bir nüshası, III. Sultan Selim’in Tur-i Sina Manastırı’nın vergiden muaf ve Osmanlı’nın himayesinde olduğunu gösteren tek vesika ve daha pek çok eser ilginizi bekliyor. Temennimiz, Ayverdi’nin Kubbealtı Vakfı’na bağışladığı koleksiyonunun tamamını ileride Pera gibi ‘toplumsal hafızaya girmiş’ müzelerden birinde izlemek…
Uğur Derman, Turhan Baytop, Ekrem Hakkı Ayverdi ve Semavi Eyice. |
Ekrem Hakkı Ayverdi’nin kendi yaptığı Fatih’teki evi, 1939. |
Evinin salonundan bir kare. |
TOPKAPI SARAYI'NDAKİ ÇALIŞMALARINDAN
Topkapı Sarayı Restorasyonu. Fatih Köşkü revakları. 1935 |
KOLEKSİYONUNDAN...
HABERİN SAYFAMIZDAKİ GÖRÜNÜMÜ