19 Kasım 2014
Geleneksel sanatlar camiası bugünlerde harıl harıl yarışmalara hazırlanıyor. Çünkü 2015 yılı içinde başta hat olmak üzere İslam sanatlarıyla ilgili beş yarışma var. Fakat bu kadar çok yarışmanın aynı yıla denk gelmesi aynı yoğunlukta tartışmalara neden oldu.
2015'te gerçekleştirilecek yarışmalardan en eskisi Albaraka tarafından 4 yılda bir düzenlenen Uluslararası 4. Hat Yarışması. Diğerleri ise daha yeni. Geleneksel Sanatlar Derneği'nin düzenlediği ‘Geleceğin Ustaları' yarışması bu yıl ikinci kez yapılacak. İstanbul Antik Sanat'ın düzenlediği Uluslararası Hilye-i Şerif Yarışması da ikinci senesinde. Üsküdar Belediyesi ve Klasik Sanatlar Derneği ile Diyanet İşleri Başkanlığı'nın düzenlediği sırasıyla ‘7tepe7sanat Uluslararası İstanbul Klasik Sanatlar Yarışması' ve ‘Kur'an-ı Kerim Kitabeti Hat Müsabakası' ise ilk kez düzenleniyor. Aslında yarışmaların en eskisini 1986'dan beri, üç yılda bir olmak üzere İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırmaları (IRCICA) düzenliyor. IRCICA Uluslararası Hat Yarışması'nın onuncusu 2015'te ilan edilip 2016'da dereceye girenler açıklanacak. Yani önümüzdeki iki yıl içinde altı yarışma söz konusu. Yarışmaların hepsi tek bir amaç çerçevesinde birleşiyor: İslam sanatlarının korunması, teşviki ve geliştirilmesi. Peki gerçekten öyle mi?
Üstatların öğrencisi olan bazı sanatçılar yarışmaların amacına hizmet etmediğini düşünüyor. Eleştiriler üç soru etrafında şekilleniyor: Neden tüm yarışmalarda neredeyse aynı isimler jüri ve neden ödül alanlar genellikle aynı hocaların/jürilerin öğrencileri? Bu sanatları desteklenmenin başka yolu yok mu? Neden icazet geleneği olan bu sanatlarda ustalar yarışmayla seçiliyor/yarıştırılıyor?
Tartışmaların boş yere çıkmadığını, jürisini henüz açıklamayan ‘7tepe7sanat Uluslararası İstanbul Klasik Sanatlar Yarışması’nın kararı/tedbiri doğruluyor: “Şu ana kadar yapılan ve yapılmakta olan sanat yarışmalarından çıkarılan sonuçlar, jüri konusunda farklı bir uygulamanın doğru olacağını göstermektedir. 7tepe7sanat Uluslararası İstanbul Klasik Sanatlar Yarışması'na son katılım tarihinden sonra yarışma sekretaryasının hazırlıklarını tamamlamasını takiben 1 hafta içerisinde jüriler belirlenecektir. Jürilerin oluşturulmasındaki temel kural; jüride gerek Üsküdar Belediyesi ve gerekse Klasik Türk Sanatları Vakfı yöneticisi, çalışan, hocası, talebesi yer almayacaktır. Yalnızca gözlemci bulundurulacaktır.”
Geleneksel sanatlar çevrelerinde bu tartışmalar yaşanırken, biz taraflara söz hakkı vererek konuya katkı sağlamak istedik. Sanatçılar görüşlerini paylaşırken, jürilerde yer alan ustaların çoğu konuşmaktan kaçındı. İddialara cevap vermek isteyenlere sayfamız açık.
"Beğenmiyorsanız yarışmaya katılmazsınız"
Savaş Çevik/Hattat (üç yarışmada jüri): “Dünyanın her yerinde yapılan yarışmalara itirazlar olur. Jüri üyelerine, seçilen eserlere vs. Ben ilk defa bu yarışmalarda jüri üyesi olacağım. Kimin jüri olacağına uzmanlar karar verir. Yarışmacı eğer jüri üyesini beğenmiyorsa yarışmaya katılmaz. Yarışmanın teşvik edici özelliğini kabul etmeyen zihniyeti asla kabul edemem. Ayrıca eser satın alınarak da sanatçılara destek veriliyor. Türkiye'de IRCICA bu işi başlatmış, bütün dünyaya yaymıştır. Yarışmaların sanatlarımızın gelişmesindeki rolünü inkâr etmek kadar basiretsizlik olamaz. Normal şartlarda jürinin, yarışmacılardan hiçbirinin eserini önceden görmemesi ve bilgi edinmemesi gerekir. Eğer böyle değilse, görüyor ve yarışmaya katılacağı bilgisi varsa, bu tabii ki gayri ahlaki ve gayri insanidir. Ama bu soyut bir iddia. Kanıt var mı, yok. İcazet geleneği olan bu sanatlarda, yarışma yapılması ise neden yanlış olsun? Her icazet alan sanatçı, ‘usta sanatçı', ‘uzman' anlamına gelmediği gibi, yarışmada birinci seçilen kişi ‘usta' anlamına asla gelmez. Ben hiç kimsenin eserini bilmeden kendi bilgi ve görüşlerime göre eserleri değerlendireceğim. Ama yine sonuçlara itiraz olur. Bunun önüne geçilemez.”
"Jüri aynı, derece alanlar aynı, eserler aynı"
Muhammed Mağ/Hattat-müzehhib: "Türkiye’de geleneksel ya da İslam sanatlarına destek adı altında yapılan yarışmalar amacına hizmet etmemektedir. Bir işi ya da herhangi bir şeyi tanıtmak ya da toplumun ilgisinin bu iş üzerine çekmek için yarışmalar düzenlenir. Fakat bizde 7 yıldır yapılan yarışmalar, tanıtım ya da destekten ziyade birilerinin maddi kazancı haline gelmiştir. Destek verilmek istenilirse bunun yolları vardır. Mesela kurumlar kendi koleksiyonlarını oluşturabilirler. Sanatkarlara ve de camiaya bir faydası olur. Kişilerden ziyade toplumun geneline faydası olur. Görülüyor ki toplumdan ziyade kişilere tekelleşmeye hizmet ediliyor. Bu da kültürle birikimle alakalıdır. Sanat taklit ya da tekrardan ibaret değildir. Her zaman kendini yenilemeli, fakat yarışmalara baktığınızda jüri aynı, koşullar aynı, derece alanlar aynı, eserler aynı. Demek ki taklit ve tekrarla devam ediyor. Birileri geleceğin ustası adı altında yarışma yapıyor. İcazet geleneği olan bir sanat camiasında usta seçilmez. Ustaya toplum ve tarih karar verir. En üzücüsü de icazet geleneğini savunan ustalarımızın, yarışmaya karşı olan ustalarımızın bu yarışmada jüri olmasıdır. Bu yıl içinde 5 yakın yarışma var. Hepsinin önsözünde İslam sanatlarının tanıtılması ve destekten bahsedilir. Tasvip etmesem de mahallelerde bile kursları açılıp eğitimi verilirken ne tanıtımından bahsedilir anlamış değilim. Bu sanatlarla uğraşanları hipodruma sokup yarıştırmanın bir anlamı yok. Yarış atı değil, nesiller yetiştirilmesine önem verilmelidir. Şu anki toplumumuzda kültür yok ama sanat zirvede! Kültür-sanat birbirini tamamlayan anahtar kilit gibidir. Kültürsüz sanat, sanatsız kültür olmaz. Yarışmalar miadını doldurmuştur. Şahsım da talebelerimin de yarışmalara iştirak etmelerine sıcak bakmıyorum. Boşluğu doldurmak için değil, boşluğu doldurulmayacak işler yapılmalı."
"Yarışmalara güven kalmadı"
Hanifi Dursun (Hattat): "Geleneksel Türk el sanatları yarışması sanatçıyı ve sanatı destekler amacından uzaklaşmaktadır. Çünkü jüri değerlendirmesinde doğal olarak kendi tarzına yakın olan eseri seçmektedir. Bu olay yarışmaların şeffaflığına gölge düşürmekte. Belki puanlama sistemi ve birkaç jüri olsa da yarışmalar belirli gruplar dışına çıkamıyor. Bu durum sanatı geliştirmek yerine tekelleştiriyor. Eğer şeffaf bir yarışma yapılmak isteniyorsa, sanata, sanatçıya, yeteneğe destek verilecekse yarışmalar jüri önünde canlı performans şeklinde yapılmalıdır. IRSICA’nın hat yarışmasına ilk yıllardaki katılımla son yıllardaki katılım sayısına bakın, çok düştüğünü göreceksiniz. Bunun sebebi yarışmaya güvenin kalmaması. ‘Bu yarışmanın sonucu belli’ deyip artık hiç katılmayanlar var. Yarışma olmadan birinci belli oluyor, neden? Hoca öğrencisinin yaptığı esere oy veriyor çünkü."
YARIŞMA TAKVİMLERİ VE TÜM YARIŞMALARIN JÜRİLERİ
Albaraka Uluslararası 4. Hat Yarışması: Son katılım 2 Mart 2015, sonuçların açıklanması 20 Nisan 2015. Jüri: Uğur Derman, Hasan Çelebi, Mehmet Özçay, Davut Bektaş, Ali Toy, Prof. Dr. Hüsrev Subaşı, Savaş Çevik.
Geleceğin Ustaları, Geleneksel Sanatlar Yarışması: Son katılım 20 Aralık 2014. Sonuçların açıklanması 26 Aralık 2014. Hüsn-i hat Jürisi: Muhittin Serin, Yrd. Doç. Dr. Savaş Çevik, Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Gündüz, Hasan Çelebi, Ali Toy. Ebru jürisi: Fuat Başar, Hikmet Barutçugil. Yılmaz Eneş. Tezhip: Prof. Dr. Çiçek Derman, Prof. Dr. Faruk Taşkale, Semih İrteş. Kaat'ı jürisi: Dürdane Ünver, Nimet Kalkan, Ersin Yıldızhan. Minyatür jürisi: Özcan Özcan, Orhan Dağlı, Dilek Yerlikaya. Çini jürisi: Prof. Dr. Sitare Turan Bakır, Yrd. Doç. Dr. Vedat Kaçar, Mehmet Koçer.
II. Uluslararası Hilye-i Şerif Yarışması: Son katılım Haziran 2015. Jüri: Osman Özçay, Savaş Çevik, iki de İranlı hattat yer alıyor.
Kur'ân-ı Kerim Kitâbeti Hat Musâbakası: Son katılım 4 Mayıs 2015. Sonuçların açıklanması Haziran 2015. Jüri: Hafız Osman Şahin, Prof. Dr. Uğur Derman, Hasan Çelebi, Hüseyin Kutlu, Mehmet Özçay, Davut Bektaş.
7tepe7sanat Uluslararası İstanbul Klasik Sanatlar Yarışması: Son katılma tarihi: 1 Nisan 2015, sonuçlar 1 Haziran 2015'te açıklanacak. Jüri henüz açıklanmadı.
IRCICA Uluslararası Hat Yarışması: Yarışma ilanı 2015. Jüri: Hasan Çelebi, Fuat Başar, Davut Bektaş.
HABERİN SAYFAMIZDAKİ GÖRÜNÜMÜ