19.07.2017
Arjantinli sanatçı Marta Minujin'in 'Kitaplar Parthenonu’ adlı 'iş'inde tüm dünyadan yaklaşık 100 bin yasaklı kitap yer alıyor. Türkiye'den 8 kitabın bulunduğu tapınakta hiç yasaklanmayan Orhan Pamuk romanının yer alması ironik.
Almanya’nın Kassel şehrinde beş yılda düzenlenen çağdaş sanat fuarı ‘Documenta 14′ devam ediyor. 10 Haziran’da açılan fuarda bu yıl 160’tan fazla uluslararası sanatçının, yaklaşık 150 eseri, kamu kurumları, meydanlar, sinemalar ve üniversiteler başta olmak üzere 40 farklı noktada sergileniyor.
Documenta 14’ün en ilgi çeken eseri, Marta Minujin’in tasarladığı ‘The Parthenon of Books- Kitapların Partenonu’. Atina’daki Parthenon Tapınağı’ndan esinlenerek inşa edilen eserin tüm sütunları, poşetlere geçirilmiş yasaklı kitaplarla dolu. Documenta’nın resmi sitesinde yayınlanan 70 bin eserin yer aldığı uzun listede, Türkiye’den Nazım Hikmet’in 5, Orhan Pamuk’un 2 ve Osman Pamukoğlu’nun 1 kitabı yer alıyor. Listeye göre Orhan Pamuk’un Benim Adım Kırmızı 2013’te, Kar ise 2014’te Türkiye’de yasaklanmış. Bu bilginin kaynağına ise ‘bireysel araştırma’ diye not düşülmüş. Orhan Pamuk’un kitapları Türkiye’de hiç yasaklanmadı. Documenta yönetimine, ‘listeye neden alındığını’ sorduk fakat bir cevap alamadık. Pamuk’a açılan ‘Türklüğe hakaret’ davasında aldığı tehditler ve tek tük kitaplarının yakılması nedeniyle bu listeye alınmış olması muhtemel. Pamuk’un internet ortamında kolayca ulaşılabileccek İngilizce biyografilerinde bu bilgilere sıklıkla yer veriliyor.
Listede Nazım Hikmet’in, ‘Bütün Eserleri’, ‘Dört Hapishaneden’, ‘Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim’, ‘Piraye İçin Yazılmış Saat 21-22 Şiirleri’, ‘Nazım Hikmet’in Bütün Eserleri-1 de yer alıyor. Bu yasaklara kaynak olarak Emin Karaca’nın Belge Yayınları tarafından basılan ‘Vaay Kitabın Başına Gelenler’ adlı araştırması kaynak gösteriliyor. Orman Pamukoğlu’nun ise ‘Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok adlı kitabının, 2006 ve 2008’de olmak üzere iki kez Türkiye’de yasaklandığına yer verilmiş. Bu bilginin kaynağı, Nuri Kayış ve Serhat Hürkan’ın hazırladığı, Sinemis Yayınları’nın yayınladığı Sansürsüz Sansür Tarihi (1795-2011) adlı eser.
TEMELİNDE BİLE KİTAP VAR
Friedrichplatz meydanındaki Kitaplar Parthenonu’nun temeli Ekim 2016’da atılmış ve harcın içine sanatçı elleriyle yasaklı kitaplardan koymuş. Daha sonra bir kampanya başlatılmış. Herkesten elindeki yasaklı kitapları bu tapınak için bağışlayarak katkıda bulunması istenmiş. Sergi, sona erene kadar kampanya devam ediyor. Postayla gelen ya da elden getirilen kitaplar, sütunlara eklenmeye devam ediyor.
HİTLER’İN KİTAP YAKTIĞI MEYDANA KURULDU
Eserin kurulduğu meydanın da tarihi bir anlamı var. Marta Munijin bu eseri aslında 1983’te kendi ülkesinde inşa ediyor ve o zaman 30 bin kitaba yer veriyor. Sanatçı, kitaplara askeri cunta tarafından el konulduğu ve kitapların kilit altında tutulduğu döneme gönderme yapmaya amaçlıyor. Friedrichplatz ise Nazilerin 1933’te Yahudi ve Marksist yazarlara karşı başlattığı sansür kampanyasında toplanan kitapların yakıldığı alan. Munijn, 34 yıl sonra tekrar aynı fikri Almanya’ya taşıyarak yasaklı kitapları gündeme getiriyor. Çünkü kitaplar hâlâ yasaklanıyor, yakılıyor, yok ediliyor.
KÜÇÜK PRENS ARJANTİN’DE, ALİCE HARİKALAR DİYARINDA ÇİN’DE YASAKLANMIŞ
Documenta’nın resmi sitesinde yayınlanan 170 yazarın yer aldığı kısa listedeki yasaklı kitaplardan bazıları aşağıda. Uzun liste incelenirse ortaya ‘hangi kitap, hangi ülkede, kaç yılında, kaç kere yasaklanmış gibi sorulara cevap veren bir veri ortaya çıkmış olacak. Mesela Küçük Prens Arjantin’de, Alice Harikalar Diyarında kitabının ise Çin’de yasaklandığını bu listeden öğreniyoruz.
Üç Kuruşluk Opera (Bertolt Brecht), Da Vincinin Şifresi (Dan Brown), Don Kişot (Cervantes), Simyacı (Paulo Coelho), Zahir (Paulo Coelho), Genç Werther‘in Acıları (Goethe), Faust (Goethe), Alice Harikalar Diyarında (Lewis Carrol), Medeniyet ve Sorunları (Sigmund Freud), Lysistrata (Aristofanes), Değişim (Franz Kafka) Son Tango (Nikos Kazancakis), Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği (Milan Kundera), Hayvan Çiftliği (George Orwell), Şeytan Ayetleri (Salman Rüşdi), Küçük Prens (Antoine de Saint-Exupery), Çavdar Tarlasında Çocuklar (J. D. Salinger), Gazap Üzümleri (John Steinbeck), Gulliver’in Maceraları (Jonathon Swift), Tom Sawyer’in Maceraları (Mark Twain), Candide (Voltaire), Türlerin Kökeni (Charles Darwin), Karamozov Kardeşler (Dostoyevski), Ecinniler (Dostoyevski), Anne Frank’ın Günlüğü (Anne Frank), Grimm Masalları (Grimm Kardeşler), Aslan Asker Schweik (Jaroslaw), Çanlar Kimin İçin Çalıyor (Ernest Hemingway), Silahlara Veda (E. Hemingway), Ulysses (Joyce James), Bülbülü Ölürmek (Harper Lee), 1984 (George Orwell), Yirmi Aşk Şiiri ve Umutsuz Bir Şarkı (Pablo Neruda), Deccal (F. Nitzche), Sodom’un 120 Gün (Marquis de Sade), Harry Potter (J. K Rowling), Şiirler (Friedrich Schiller), Doktor Jivago (Boris Pasternak), Yengeç Dönencesi (Henry Miller)…
ASLINDA İSTANBUL’DA AÇILACAKTI
Documenta 14, bu yıl iki ayaklı gerçekleştirildi ve tarihinde ilk defa Almanya dışına çıkmış oldu. İlk ayak nisan ayında Atina’da başlamıştı. Mülteci sorunu, ekonomik kriz gibi konuların odak noktasında olduğu Atina’daki etkinliğin kavramsal teması ‘Learning from Athens-Atina’dan Öğrenmek’ti. Yaklaşık 300 bin kişinin ziyaret ettiği Atina’daki sergiler dün sona erdi. İkinci ve asıl ayağı ise Kassel’de 17 Eylül’e kadar devam edecek.
Türkiye’den Nevin Aladağ, Banu Cennetoğlu, Ardan Özmenoğlu, Pınar Öğrenci ve Erkan Özgen’in yer aldığı fuara, önceki yıllarda Kutluğ Ataman (2002), Halil Altındere (2007), Füsun Onur ve Cevdet Erek (2012) katılmıştı. Küratörlüğünü Adam Szymczyk’in yaptığı Documenta 14, son beş yılda dünyada yapılan önemli işleri bir arada sunarken, geleceğin sanatına da yön vermeyi amaçlıyor.
Documenta yönetimi, 14. çağdaş sanat fuarı için aslında önce İstanbul’u düşünmüş. Fakat güvenlik nedeniyle bu fikirden vazgeçmişler. İstanbul’da güvenlik başlı başına bir sorun, ama son bir yılda yakılan ve yasaklanan kitap sayısı düşünülürse Yasaklı Kitaplar Parthenonu‘nu İstanbul’da inşa etmek kolay olmazdı. (www.documenta14.de)
Kitaplar Parthenonu, Atina’daki Parthenon Tapınağı’ndan esinlenerek inşa edilmiş.
30 milyon bütçe ayrılmış
– Documenta, ilk kez 1955 yılında Arnold Bode tarafından açılıyor. Aynı zamanda öğretmen olan Bode’nin amacı, kültürel açıdan karanlık bir döneme giren Nazi Almanya’sındaki modern sanat çalışmalarını hızlandırmak.
– İlk Documenta’ya Picasso, Kandisky, Andy Warhol gibi günce sanat üzerine etkisi olduğu düşünülen sanatçılar katılmış.
– Fuar, 100 gün devam ettiği için ‘100 Günlük Müze’ olarak da adlandırılıyor.
– Alman devleti ‘Documenta 14’ için 30 milyon Euro bütçe ayırmış.
– Kassel 200 bin nüfuslu küçük bir şehir. Sergi vesilesiyle kente 1 milyon sanatseverin gelmesi bekleniyor.
Marta Munijin |