1 Ekim 2013
Dünya sinemasının usta yönetmenlerinden Theodoros Angelopoulos ve
sineması söz konusu olunca en az filmlerinin hikayesi kadar o eşsiz
görüntüleri ve insanın içini sızlatan müzikleri de konuşuluyor;sinema
tutkunları o müzik ve görüntüler eşliğinde kendi hikayesini yeniden
yazıyor.
Andreas Sinanos, Beyoğlu 2013. Fotoğraf: Sevinç Özarslan |
Sinanos, 30 yıldır Türkiye'ye gelip gidiyor fakat son yıllarda Türk sinemasını yakından ilgilendiren festivallere katılıyor, Anadolu'nun farklı şehirlerinde ‘Angelopoulos'atölyeleri düzenliyor. Adnan Taç'ın başkanlığını yürüttüğü Trabzon Sanat Evi'nin geçen yıl dördüncüsünü gerçekleştirdiği sanat günlerindeki ‘Theo Angelopoulos'un Benzersiz Görüntülerini Anlatıyor'atölyesi çok ilgi görmüştü. Sinanos, kısa bir süre önce sona eren 20. Adana Altın Koza Festivali için yine Türkiye'deydi. Ama geliş nedeni sadece festival değil.
Andreas Sinanos, Tayfun Pirselimoğlu’nun (sol baş) son filmi Ben O Değilim'in de görüntü yönetmeni. |
Andreas Sinanos, Angelopoulos’un son beş filmi; Leyleğin Geciken Adımı (1991), Ulis'in Bakışı (1995), Sonsuzluk ve Bir Gün (1998), Ağlayan Çayır (2004) ve Zamanın Tozu'nun (2009) görüntü yönetmenliğini üstlendi. Sinanos, ünlü yönetmenin 2012'nin ocak ayında geçirdiği trafik kazasında ölmeden önce çekimlerine başladığı fakat dört hafta sonra yarım kalan ‘Öteki Deniz'in de kadrosundaydı. Angelopoulos ile Atina'da sinema eğitimi almaya başladığı 1973'ün sonbaharında tanışır Sinanos, usta yönetmen o sırada kendisini meşhur eden üçüncü filmi ‘Le Voyage des comédiens'i (Kumpanya) çekiyordur. Fakat genç sanatçı, dersleri ve okulu sevmeyen bir öğrencidir. Sinanos, “Okula gitmezdim ama onunla tanışmak ve çalışmak bana büyük deneyimler kattı.” diyor. “Angelopoulos hayatınızda olmasaydı iyi bir görüntü yönetmeni olmaz mıydınız?” sorusuna, “Başkalarıyla da iyi bir görüntü yönetmeni olmak mümkün ama o çok özel biriydi, yeteneklerimi ortaya çıkardı ama bu başka yönetmenlerde iş yok anlamına gelmesin.” şeklinde cevap veriyor.
Kriz, Yunanistan’da sinemanın işine yaradı
Yunanistan, 2009'dan beri krizle yatıp kalktığı için konu ister sinema, ister müzik, ister spor olsun mutlaka krize geliyor. Sinanos, Yunan sinemasının da bu olumsuzluktan payını aldığını ifade ediyor, fakat iyi işler çıkaran yönetmenlerin de olduğunu belirtiyor: "Bu yıl 70. kez düzenlenen Venedik Film Festivali'nde Yunanlı yönetmen Alexandros Avranas'a en iyi yönetmen ödülü kazandıran ‘Miss Violence' neredeyse sıfır bütçeyle çekildi. Aslında bir sanatçı, yönetmen için elde hiçbir şey yokken üretmek daha iyi.”
Ağlayan Çayır’ın setinde...
“Ağlayan Çayır filminin seti (yanda), Bulgaristan ve Yunanistan arasında bir köye kuruldu. O köyün içinden geçen bir nehir vardı. Nehir kış aylarında Kerkini denilen bir göl oluşturuyordu. Yazın ise her yer kuruyordu. Angelopoulos, iki mevsimde de elindeki imkanları değerlendirmek istedi. Ağlayan Çayır dönem filmi olduğu için yazın ona göre özel bir plato kurduk. Kışın çekilecek sahneler için yağmurun yağmasını bekledik. Sette her şey çok iyi tasarlanmıştı, neyin ne zaman olacağı belliydi.”
Ağlayan Çayır (Trilogia I: To Livadi pou dakryzi, 2004) |
Erkam Emre (altta) ile birlikte yaptığımız röportajdan bize kalan küçük bir hatıra. |
HABERİN SAYFAMIZDAKİ GÖRÜNÜMÜ