22 Ekim 2019 Salı

Cemevinde yemek pişirdiği için tutuklandı

22 Ekim 2019 
Üniversite öğrencisi Ünal Çimen, cezaevinden çıktıktan sonra Türkiye’ye terk ederek İsviçre’ye gitti. Gazeteci olan abisi ve cemevinde yemek yaptığı için tutuklanan annesi ise halen hapiste.

Toplumun farklı kesimlerine yönelik her geçen gün artan baskının hedeflerinden biri de Aleviler. Yalova Üniversitesindeki eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalan Ünal Çimen, cezaevinden çıkıp İsviçre’ye kadar gidebilmeyi başarmış bir öğrenci. Abisi de tutuklu olan Çimen’in annesi ise hakimin “Cemevinde teröristlere yemek pişiriyormuşsun” sorularına maruz kalarak tutuklandı.

Ünal Çimen yurt dışında olsa da annesi, abisi ve yalnız kalan babası için mücadele ediyor. “İkisi tutuklu, babam yalnız, ben sürgünde” cümleleriyle ailesinin durumunu özetliyor. Çimen, annesinin serbest bırakılması için sosyal medyada #SongülÇimenSerbestBırakılsın etiketiyle bir kampanya başlattı.


GAZETECİ OĞLUNU ZİYARETE GİTMİŞTİ

Silivri Cezaevinde bulunan oğlu Ümit Çimen’i 10 Ekim’de ziyarete giden, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Sarıyer Armutlu Cemevi Şube Yöneticisi Songül Çimen (57), görüşten çıktıktan sonra ‘ifade eksikliği’ gerekçe gösterilerek gözaltına alınmış, 4 gün Vatan Emniyet Müdürlüğünde kaldıktan sonra 14 Ekim 2019’da tutuklanarak Silivri’ye gönderilmişti. Yürüyüş dergisi muhabiri Ümit Çimen, derginin Sultangazi’deki ofisine Haziran 2019’da yapılan baskından sonra tutuklanmıştı.

ALEVİLERE TAHAMMÜLSÜZLÜKTÜR

Ziyaret sırasında yapılan bu hukuksuz tutuklamaya tepki gösteren Ünal Çimen “Hakim anneme cemevine gidiyormuşsunuz, teröristler için yemek yapıyormuşsunuz, terör örgütü için para topluyormuşsunuz gibi sorular sorarak tutuklanmasına karar verdi. Başka bir soru sorulmamış. Dosyada gizlilik kararı var. Farklı bir şey var mı yok mu nedir bilemiyoruz. Bu tutuklama AKP iktidarının Alevi halkına tahammülsüzlüğünün kanıtıdır. Ne kadar yok saysalar da var olmaya devam edeceğiz. Alevi olmak, sosyalist olmak, Alevi değerlerine sahip çıkmak suç değildir.” dedi.

Ünal, “Annem cemevinin yapımı için para topladıklarını, onu da makbuzlu yaptıklarını, paranın kime gittiğinin belli olduğunu söylemiş hakime. Burada hakimin olayı teröre çekme çabası var. Ama her şey dediğim gibi belgeli. Hakim belgeleri isterse, paraların nereye gittiğini rahatlıkla görebilirler. Olayı terör boyutuna çekip tutuklama gerekçesi haline getiriyorlar.” ifadelerini kullandı.


2014’TE DE BİR DAVA AÇILMIŞTI

Ünal Çimen, ‘gizli tanık’ ifadesine dayanarak annesi hakkında 2014’te bir dava daha açıldığını ama o dosyadan annesinin tutuksuz yargılandığını belirtiyor:

“Aralıkta o davanın mahkemesi olacaktı. Annem İstanbul Armutlu’da oturuyor. Orada cemevine gidip geliyorlar. Zaten cemevinin yönetim kurulunda. Gizli tanık ifadesine dayanarak cemeviyle ilgili bir dava açılmıştı. Annem o zaman tutuklanmadı. Şimdi hakkında ayrı bir dosya açılmış, bizim bildiğimiz sadece anneme yöneltilen sorular, başka bir bilgimiz yok maalesef.”

ADALETİN OLMADIĞI YERDE EKMEK DE SU DA OLMAZ

Songül Çimen tutuklanmadan önce sosyal medyada paylaşılan bir videoda şöyle demişti: “Tüm halk için içeride olsun, dışarıda olsun tüm emekçi insanlar için adalet olsun. Adalet ekmekten de sudan da her şeyden üstün. Adaletin olmadığı yerde ekmek de olmaz su da olmaz.” 

BİR FOTOĞRAF…

Ardahanlı Çimen ailesinin 2013’te çektirdikleri bu kare Kandıra Cezaevinde bir görüş gününden. Ünal Çimen o zaman abisiyle birlikte tutuklu olduğunu, annesi ve babasının da kendilerini ziyarete geldiğini söylüyor. Bir ailenin üyeleri peyderpey hangi gerekçelerle hapse atılıyor? Ünal Çimen anlatıyor:

Ümit Çimen (33), Songül Çimen (57), Ünal Çimen (31) ve Paşa Çimen (62).

“Ben Yalova Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı bölümünde okuyordum. Abim de Akdeniz Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği bölümünde. Daha sonra üniversiteden de tutuklamalardan vs atıldı. Antalya’da Ömer Ulusoy davası olarak geçen üniversiteye giren satırlı birinin öğrencilere saldırması sonucu tutuklanmıştı. Abim sonra İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümünü kazandı. 2013’te İstanbul Gençlik Derneğinin üyesi olması gerekçesiyle tutuklandı. Ben de aynı gün, aynı gerekçeyle tutuklandım. Üniversitelerde faaliyetler yaptığımız için hakkımızda dava açılmıştı. Öğrenci haklarımızı istiyoruz kampanyaları düzenliyorduk. Öğrenci haklarını istemek, ücretsiz eğitim, ücretsiz ulaşım istemek, anadilde eğitim hakkı istemek gibi şeyleri terör kapsamında değerlendirdiler. 1,5 yıl Kandıra 2 Nolu F Tipi Cezaevinde kaldım. Ben Mart 2014’te tahliye oldum ve artık Türkiye’de yaşama hakkı bırakmadıkları için yurt dışına çıkmaya karar verdim. Abim Haziran 2019’da tekrar tutuklandı. Bir daha ne zaman bir araya geliriz, kim bilir…”