17 Haziran 2013 Pazartesi

İşte karşınızda zeki, çevik ve hızlı bir Evliya Çelebi

17 Haziran 2013
Çekimlerine 2010’da başlanan animasyon filmi ‘Evliya Çelebi ve Ölümsüzlük Suyu’ tamamlandı. Yılbaşında gösterime girecek filmde zeki, çevik ve hızlı bir seyyahla karşılaşacaksınız. Filmin yapımcısı, kısa bir süre önce Çukurova Medya Şirketleri Grup Başkanlığı’na atanan Cengiz Özdemir, “Biz bu projeye çok inanıyoruz. Sinema tarihimiz adına önemli bir iş yaptığımızın bilincindeyiz.” diyor.


Avrupa Konseyi, geçtiğimiz ocak ayında “İnsanlık Tarihinde Kültürler Arasında Köprü Kuran” 101 kişilik bir liste yayınladı. Sonunda da en önemli bulduğu 20 kişiyi final listeye taşıdı. Leonardo Da Vinci’den Rahibe Teresa’ya, Albert Schweitzer’den İbn Rüşd’e, Marco Polo’dan Martin Luther King’e, Gutenberg’den Büyük İskender’e, Gandhi’den Fulbreigt’a ve Konfüçyüs’e dek kimler yok ki listede... Tahmin edin birinci sırada kim yer alıyor: Evliya Çelebi. Onun sıradan bir seyyah olmadığını, değeri gün geçtikçe daha çok anlaşılan tarihî bir şahsiyet olduğunu biliyoruz. İşte bu değerini ortaya koyan özbeöz Türk yapımı animasyon film, ‘Evliya Çelebi ve Ölümsüzlük Suyu’nun çekimleri, üç yıllık yoğun bir çalışmanın ardından tamamlandı.
 
Yılbaşında gösterime girecek filmde Çelebi’yi, usta oyuncu Haluk Bilginer seslendiriyor. Animasyon karakter de Haluk Bilginer’i hatırlatacak şekilde çizilmiş. Filmin yeni yayınlanan tanıtım filminde (teaser) Bilginer, “Evliya Çelebi’ye ses vermek benim için büyük zevkti. Ben daha önce Evliya Çelebi’yi oynamıştım zaten. Hatırlayacaksınız, İstanbul Kanatlarımın Altında filminde. Bu filmin çok eğlenceli olduğunu düşünüyorum ve bitmiş halini sinemada görmek için heyecanlanıyorum gerçekten.” diyor.
    Evliya Çelebi ve Ölümsüzlük Suyu, 2007 yılında kurulan Proje Geliştirme Merkezi’nin (PROGEM) sahibi Cengiz Özdemir’in projesi. Kısa bir süre önce Çukurova Medya Şirketleri Grup Başkanlığı’na atanan Özdemir, filme hangi amaçla yola çıktıklarını, “2011 Evliya Çelebi’nin 400. doğum yılıydı. UNESCO 2011’i Evliya Çelebi yılı ilan etmişti. Ve Evliya Çelebi’nin Seyahatname’si İstanbul’da başlayıp Mısır’da bitiyordu. Biz de İstanbul’u en güzel Evliya Çelebi anlatır dedik ve yola çıktık.” sözleriyle ifade ediyor. Cengiz Özdemir, projesine çok inanıyor ve film gösterime girdikten sonra, sektörün animasyon filmlere daha çok yatırım yapacağını ifade ediyor.

    Projesine inanmakta haklı, ekibindeki herkes kendi alanında önemli işlere imza atmış isimler. Filmin yönetmeni Serkan Zelzele, yıllardır Los Angeles ve Mexico City’deki Hollywood stüdyolarında çalıştı. Yer aldığı ekip iki defa Oscar ile ödüllendirildi. Karakter tasarımları Mesut Ataş’a ait. Ataş da Epics Stüdyoları’nda başladığı çalışmalarına PROGEM’le devam ediyor. Filmin müzikleri, şu an Zagor’un müziklerini yapan Rahman Altın’a emanet. Altın’ın, Kelebeğin Rüyası ve Siyah Giyen Adamlar 3 filmlerinin müziklerinde imzası var. Senaryoyu, Prof. Dr. Hayati Develi’nin danışmanlığında Uğur Uzunok ve Murat Menteş yazdı. Hikâye, Seyahatname’nin bittiği yer olan Mısır’da başlıyor, İstanbul’da devam ediyor. Ölümsüzlük Suyu ise hikâyelerimizde de anlatılagelen Ab-ı Hayat’ı temsil ediyor.

    Filmin İstanbul sahneleri Boğaz’la açılıyor. Ardından Galata Köprüsü, Eminönü, tarihî yarımada, İstiklal Caddesi ve Galata Kulesi geliyor. Yani Evliya Çelebi’nin İstanbul’unda geçiyor hikâye. Başbakanlık Türk Tanıtma Fonu, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Eurimage’ın desteklediği filmin ana sponsoru Türk Hava Yolları. Filmin galası da Türkiye-Mısır arasında yapılan bir uçuşta gerçekleştirilecek. Özdemir’e göre madem Evliya Çelebi en son Mısır’da görülmüş, madem Nil’in kaynağına doğru yola koyulmuş, madem Seyahatname “Baki olalar Baki” diye bitmiş, Ölümsüzlük Suyu’nu bulmuş zaten...


 Evliya Çelebi, Ölümsüzlük Suyu’nu içerse...
“Hikâyemizde Evliya Çelebi, Ölümsüzlük Suyu’nu içtiğinde 50’lerindeydi. Bu efsanevi su, onun tüm duyularını güçlendirdi. Gözleri ve kulakları keskinleşti, tüm hareketleri hızlandı. Filmde 400 yaşında bir insan var. Gerçekte de Evliya Çelebi’nin güler yüzlü ve esprili olduğunu biliyoruz. Her durumdan zekâsıyla kurtulmayı iyi biliyor. Karşısındaki kişilerin zekâsına ve ilgisine göre davranıyor. Bu sayede her beladan kurtuluyor. Zaten o çağda bu kadar geniş bir coğrafyayı gezebilmek için çok yetenekli ve insan ilişkilerinde başarılı olmak gerekir. Taklit ve şaka yapma yeteneği çok yüksek. Mahalli dilleri iyi konuşuyor. Hafızası çok kuvvetli. Espriler yaparak, hikâyeler anlatarak karşısındaki insanları eğlendiriyor, kolayca yakınlık kuruyor. Gördüğü, dinlediği bir şeyi asla unutmuyor. Rakamları, şifreleri, sözleri, yabancı sözcükleri ezberlemek onun için çok kolay. Zaten çok sistematik bir şekilde dil öğrendiğini biliyoruz büyük dil ustasının.”

HABERİN SAYFAMIZDAKİ GÖRÜNÜMÜ