18 Kasım 2015 Çarşamba

‘Benimle Oynar Mısın' 41 yaşında

18 Kasım 2015 
Bülent Ortaçgil konserine gitmek için pek çok nedenimiz olabilir ama herhalde en önemlisi şarkılarının yanı sıra onun izleyicisiyle kurduğu samimi, sıcak muhabbet olmalı. Ortaçgil, önceki akşam ENKA İbrahim Betil Oditoryumu'nda verdiği konserde sanki kendisiyle mutfakta karşılıklı yemek yiyormuşuz gibi başlıyor söze... “Sizden bir ricam var. Lütfen ciddi bir dinleyici olmayın. Konuşmak, soru sormak serbesttir.” diyen Ortaçgil'e kulak vermeyip de ne yapalım! Daha o dakikadan itibaren günlerdir bozuk olan moralimiz düzeliyor ve "Hatta birlikte şarkı söyleyelim çünkü 40 yıl sonra şarkılarım popüler olmuştur." cümlesine gizlediği sitemkar, biraz da naif tebessümüne eşlik ediyoruz.

EN AZ SATAN ALBÜMÜYDÜ
     Ortaçgil, konserine en yeni şarkılarıyla başlıyor. 2011'de yayımladığı 'Sen' albümünün ilk şarkısı 'Hiç Canım Yanmaz' ve 'Denize Doğru' ile. Keyfi çok yerindeydi. Mütebessim bir çehresi, insanı ferahlatan ses tonu ve derviş sakinliği vardı. “Adını düşürenlere üzülsen değmez/Sesini kaybedenlerin bir şarkısı olmaz/Kararımı çoktan verdim/ Denize doğru”yu tamamladıktan sonra hepimize sordu: “Duyuyor musunuz sesimizi?” diye. Evet, herkes onu can kulağıyla dinliyordu. Kararını vermişti. O da bunu fark etmiş olmalı ki, “Şunu çal, bunu çal da diyebilirsiniz ama daha sonra. Şimdi ben aklımdakileri çalayım, sonra isteklerinizi söyleyebilirsiniz.” uyarısını ekledi. Bir kısım sanatçıların hakaret saydığı, istek parçalarımızı kağıt peçeteye yazıp göndersek belki onu da kabul edecekti. Bu aşmışlık, başka bir dünyanın insanlarına ait özellikler olmalı.


Bülent Ortaçgil, her şarkısını bitirdikten sonra kendi hikâyesine kapılar araladı, çoğu dinleyicinin duymadığı bilgiler paylaştı ve adeta kısa bir Ortaçgil tarihinde gezdirdi dinleyenleri. Mesela en sevilen şarkısı “Benimle Oynar mısın”ın yayınlanışının bu yıl 41. senesi. Şarkıyla aynı adı taşıyan albümü 1974 yılında çıkmıştı. Üstelik, onca yıl sonra popüler olan bu albüm 'Ortaçgil albümleri' içinde satış grafiği en düşük olandı. Konserden sonra yaptığımız imza sohbetinde dedi ki, “Biliyor musun, burada isimleri bulunanlardan birkaç kişi kaldı hayatta!” Albümün hazırlamasına emek veren 'Şat Yapım Yaylı Sazlar Topluluğu'nu kast ediyor. O birkaç kişi Atilla Özdemiroğlu, Erol Duygulu, Ali Kocatepe ve kendisi… Ergun Pekakcan (piyano), Nükhet Ruacan (vokal), Onna Tunç (bas gitar), Cezmi Başeğmez (davul), Sıtkı Acim (Stüdyo kayıt) çoktan göçüp gitmiş ve bize nasıl bir miras bırakmışlar…

    Bülent Ortaçgil, konserde 'Benimle Oyar mısın'ın, en otantik yorumlarından birini okudu. 'Otantik yorum' tamlaması ona ait: “Bir yandan gurur duyuyorum, popüler müziğin hızlı tüketildiği bir zamanda bu şarkılar hâlâ dinlendiği için. Bir yandan da kırk yıldır aynı şarkıyı söylemek zor. Şarkılar da bizim gibi söylene söylene deforme oluyor. Ben size otantik bir yorumu söyleyeyim bu gece.” diyor sanatçı.


SICAK, ÇOK SICAK, REZALET BİR SICAK...
     “Memurun Şarkısı”, 1980-1986 yılları arasında Ortaçgil'in yaşadıklarının hatırasıydı. Mühendislik yaptığı yıllarda yazdığı tek şarkı... ‘Olmalı Mı Olmamalı', ilk yazdığı şarkılardan biriydi, ilk değilse de ikinci ya da üçüncü… “Sıcak'ı ise çok sık Ortaçgil dinleyenler için, değişik bir şey çalmak adına bu konserin repertuarına almış. Hikayesini anlatırken epeyce güldürdü bizi. “Bu şarkı Bodrum'da yazıldı. 1990'lı yıllarda. Temmuz ayında, çok güzel bir ortamda, şarkı yazmam lazım, yazıcam, yazıyorum filan dediğimiz bir anda çıktı. Ama hava o kadar sıcaktı ki, yani 'sıcak'tan başka hiçbir söz yazamadık şarkıya. Bütün sözler sıcak. Rezalet bir sıcak var ortada. Her tarafımız şıpır şıpır damlıyor. Ressam bir arkadaşım var. O da resim yapmaya çalışıyor benimle beraber. Bu şarkının “Sıcak çok sıcak” satırını daha sonra Emre (Altuğ) istedi. Ben de kullan dedim ama ee şarkı benimdir, onu hatırlatmak zorundayım.” dedi kendisi de gülerek, sonra okumaya başladı. “Eller sıcak/Gözler sıcak/Yüzün sıcak/Duvarlar sıcak../Çok sıcak daha da sıcak olacak” dedikçe yüzünde oluşan muzip gülümseme salonda kahkahalara neden oldu.

“25 YILDIR TÜRKİYE'DE BİR ŞEY DEĞİŞMEDİ”
Fikret Kızılok ile birlikte Çekirdek Sanatevi döneminde yaptıkları "Uyusun da Büyüsün" şarkısı ise onun ifadesiyle hâlâ bir Türkiye şarkısı. Hem eski dostunu anmak için hem de Türkiye'de bir şeyin değişmediğini anlatmak için söyledi bu parçayı Ortaçgil: “Fikret'le beraber biz 10-15 şarkı yazdık. Bu şarkıların dengesi şöyledir. O çok rahat ve çabuk söz yazdığı için sözleri yazıyordu, besteleri ben yapıyordum. Zaten Fikret'in dili hemen belli oluyor. Çok keskin, zeki ve somut… Bu şarkıyı ilk kez 25 sene önce okudum. Türkiye'de 25 yılda çok ciddi değişim olmadı aslında. İsimleri atın, başkalarını yerine koyun.” İşte o şarkının sözleri bizden, yer değiştirmesi sizden: “DYP, SHP, IMF, KDV / AET, TRT, TKP, Tukaka / Liberal, alaturka, hicaz taksim, darbuka / Vicdan ve de cüzdan, karakol, zindan, anayasa / Uyusun da büyüsün ninni, tıpış tıpış yürüsün ninni /Danalar girdi bostana gücün yetiyorsa kovalasana”. Ortaçgil bu şarkıdan sonra “Artık ciddi şarkı çalmıyorum.” diyerek ‘light Ortaçgil' bestelerine geçti. Aşk Var ve en sevdiği ‘Şarkılarım Senindir'le mest etti bizi. “Bu Su Hiç Durmaz”, “Değirmenler”, “Mavi Kuş” “Bozburun” da tabi ki teveccüh gören şarkıları olarak repertuarda yerini almıştı.


“HALA MI EYLÜL AKŞAMI?!”
Sanatçı, ‘Aşk Tesadüfleri Sever' filmi sayesinde 2000'li yıllarda popüler olan 1994'te yazdığı 'Bir Eylül Akşamı' şarkısını bis'e saklamıştı fakat dinleyiciden gelen ilk ‘Eylül Akşamı' isteklerine "Hâlâ eylül akşamını mı istiyorsunuz?" diye tatlı bir sitemde bulundu.” Dinleye dinleye bıkmadınız mı demek istiyordu. Malum Mehmet Günsür'ün filmdeki yorumu her yerde. Ortaçgil, şarkıyı çalmadan önce şöyle bir açıklamada bulundu. Bilmeyenler için kayda geçsin: “Filmi görmedim, bilmiyorum aslında ama ben bu şarkıyı 1994'te yazdım, film 2000'in filmi. Ve ben bu şarkıyı sonradan eşim olduğu için ona yazmıştım. Sonra başka yerlerde, başka amaçlarla duyuyor olduk. Hoşuma gitmedi. Ama küçümseyelim, 'Ortaçgil şarkısı' olarak bütün Türkiye'de film sayesinde tanındı. Bana yararı dokundu açıkçası.” Bir teşekkürü de Müslüm Baba'ya yaptı Ortaçgil. Sanatçı, bazı şarkıları, küçük ama sadık ve nesilden nesle geçen dinleyici grubuna söylüyor. Ama bazı şarkıları, başkaları söylediği ve onlar çok ünlü isimler olduğu için onun genel dinleyicisinin kat kat dışında Türkiye'ye yayıldı. Kendisinin ifadesiyle “Ortaçgil şarkıları kitlesel şarkılar haline dönüştü.” Müslüm Gürses'in söylediği Sensiz Olmaz gibi. Bu yüzden Gürses'e teşekkür borcunu bir kez daha iletiyor sahneden.


BU İŞ ZOR YONCA, ÇOK ZOR...
    Sanatçıya konserde her zamanki gibi dostları eşlik etti. Cem Aksel (davul), Erdal Akyol (kontrabas) ve gitarıyla sahnenin sağ köşesinde yerini alan Erkan Oğur o isimlerden biriydi. Dinleyici haklı olarak Erkan abisinin sesini duymak istedi. Ama esprili bir cevap aldılar: “Yok öylee, hani bir laf vardır ya, hem iki buçuk lira, hem en önden. Erkan bu akşam bana eşlik ediyor. Aralıkta onu da bu sahnede dinleyebilirsiniz.” E şimdiden yerinizi ayırtın, 27. Yıl ENKA Kültür Sanat Müzik Buluşmaları bu yıl güzel başladı ve öyle devam edeceğe benziyor.

Bülent Ortaçgil'i dinlemeye, iyileşme, acılarımızı sarma adına gitmiştik, ama zor, çok zor bugünlerde… Niyesini ‘Bu İş Zor Yonca” şarkısında olduğu gibi anlatıyoruz Yonca'lara ama nafile: “Bu iş zor, çok zor yonca / çünkü gülmeyi unutunca / taş yüreklerde kilitli duygular / kapılar açılmayınca / bu iş zor, çok zor yonca / çünkü bizler istemeyince / en çok bağıran en doğru sayılır / insanlar işitmeyince / bu iş zor yonca / çünkü insanlar günler boyunca / hiç soru sormadan durur”…
(www.enkasanat.org)
Bülent Ortaçgil'e konserde eşlik eden isimlerden biri Erkan Oğur'du.


HABERİN SAYFAMIZDAKİ GÖRÜNÜMÜ