15 Eylül 2017 Cuma

Yaşasın Matisse, yaşasın Bonnard!

15.09.2017 
Fransız modern resminin iki ismi Henri Matisse ve Pierre Bonnard’ı bir araya getiren Yaşasın Resim sergisi Frankfurt’taki Städel Müzesi'nde bugün açıldı. 14 Ocak 2018’e kadar devam edecek sergi, hem iki ressamın birbirlerinden nasıl etkilendiklerini, hem de 40 yıllık dostluklarını anlatıyor.





Edebiyatta, sinemada, tarihte büyük dostluklar yaşanmış. Charles Dickens Wilkie Collins ile, J.R.R Tolkien C.S Lewis ile, Truman Capote, Harper Lee ile uzun yıllar dost kalmış. Picasso’nun dostları ise bir kitaba konu olacak kadar geniş. Frankfurt’taki Städel Müzesi, resim sanatındaki dostluklardan birini gündeme getiriyor. 14 Eylül’de açılan Yaşasın Resim (Es lebe die Malerei!) adlı sergi, iyi dost olan Henri Matisse (1869-1954) ve Pierre Bonnard‘ın (1867-1947) birbirlerini nasıl etkilediklerini, karşılıklı diyalog halinde izleyiciye sunuyor. Dünyanın önemli müzelerinden toplanan 120 resim, heykel, çizim ve grafiklerden oluşan sergi ile, 20. yüzyılın başından İkinci Dünya Savaşı’nın sonuna kadar geçen süreçte Avrupa avangardının gelişmesi de görülebiliyor.

Matisse ve Bonnard’ın nasıl tanıştıkları bilinmiyor. Fakat 1900’lü yılların başından beri sürekli görüşüyorlar, birbirlerini sık sık ziyaret ediyorlar. Matisse’nin 13 Ağustos 1925’te Bonnard’a Amsterdam’dan gönderdiği kartpostal 20 yıllık yazışmalarının başlangıcı oluyor. İki sanatçının dostluğu, Bonnard'ın ölümüne kadar devam ediyor. Bonnard öldükten sonra bir gazetede onun sanatını küçümseyen bir yazı çıkınca Matisse, gazeteye bir mektup yazarak arkadaşına sahip çıkıyor ve "Evet! Pierre Bonnard’ın bugün de gelecekte de büyük bir ressam olduğunu onaylıyorum." diyor.



Henri Matisse, 13 Ağustos 1925’te, Pierre Bonnard'a bir kartpostal gönderir. Arkadaşını yeni sergisine davet eden Matisse, kartpostala şu notu düşer: "Vive la peinture! / Yaşasın Resim". Frankfurt'taki Städel Müzesi’nde bu isimle açılan sergi, iki ressamın başyapıtlarını bir araya getiriyor.



Yaşasın Resim sergisi, iki bölüme ayrılmış. Küratör Daniel Zamani, alt kattan başlayan ilk bölümde önce ressamları tanıtıyor bize. İki ressamın atölyesinden, yaşamından fotoğraflar karşılıklı birbirini selamlıyor. Zeichen der Freundschaft (Arkadaşlıkları), Interior (ev içi), Fenstebilder (pencere resimleri), Stillleben (natürmort), Beriefwechsel (yazışmaları) ve nü’leri  olmak üzere yedi bölüme ayrılmış sergi. Son bölüm ise sadece Matisse’ye adanmış. Matisse, son yıllarında, 1940’larda renkli kağıtları makasla keserek resim yapıyor. Sanatçı, bu teknikle yaptığı eserlerini 1947’de Jazz adlı kitapta bir araya getiriyor. Sergide, o seriden 20 renkli tablo için bir oda düzenlenmiş.

 
Resimlerinde doğa, kadın ve yaşam temalarını işleyen Matisse ve Bonnard arasındaki etkileşim; benzer motifler ve temalar daha çok kendini ev içi ve pencere resimlerinde gösteriyor. Fakat iki ressam arasındaki derin ilişkiyi asıl yazışmalarında ortaya çıkıyor. 1930’lu yıllarda sık haberleşmeye başlayan sanatçılar, yoğun olarak İkinci Dünya Savaşı sırasında yazışıyor. Kimi zaman mektup, kimi zaman kartpostal ile. Genelde günlük olaylardan bahsediyorlar birbirlerine. Hava durumunu, seyahatlerini ya da hastalıklarını anlatıyorlar. Hitapları da iki dosta yakışır gibi içten ve sıcak: Sevgili Matisse, Sevgili Bonnard ya da sevgili dostum… 1902’den 1946’ya kadar olan dönemi kapsayan yazışmalardan 62 adet bulunmuş.



İki sanatçının resim tutkusu aynı olsa da kişilikleri çok farklı. Bonnard, zayıf, hatta çelimsiz ve utangaç bir ressam. Genelde yalnız yaşıyor. Çağdaşları onu, oldukça tuhaf ve sessiz bir karakter olarak tanımlıyor. Matisse tam tersi. Kendinden emin bir duruşu ve kişiliği var. Lüks yaşamayı seviyor. Şoförü ile seyahat ediyor ve en şık otellerde konaklıyor.

Yaşasın Resim sergisinin ilham kaynağı ise, Städel Müzesi’nin 1988 yılından bu yana koleksiyonunda yer alan Bonnard’ın 1909 tarihli Reclining Nude Against a White and Blue Plaid adlı nü eseri. Matisse’nin de buna benzer bir çalışması vardır. Fakat, 1935 tarihli Grosser liegender Akt (Büyük Yalan) adlı bu eser, Baltimore Müzesi’ndedir. İki eser, Frankfurt’ta bir araya getirilerek Almanya’da ilk kez, klasik modernizmin iki ressamı buluşturulmuş oldu.  



Baltimore’un yanı sıra Paris, Chicago Sanat Enstitüsü, Londra Tate Modern, New York Modern Sanat Müzesi, St. Peterburg Hermitage Müzesi ve Washington Ulusal Sanat Galerisi’nden ödünç alınan eserlerin seçiminde, ünlü fotoğraf sanatçısı Henri Cartier-Bresson’ın karelerinin de etkisi var. Bilindiği gibi Bresson, 1944 yılında pek çok ressamı atölyesinde ziyaret ediyor ve onları en doğal halleriyle fotoğraflıyor. www.staedelmuseum.de/en/matisse-bonnard