27 Mart 2015 Cuma

İstanbul, tiyatrolar mezarlığı

27 Mart 2015
Bir Dünya Tiyatro Günü’nde daha değişmeyen tablo ile karşı karşıyayız. 2008’de kapanan ve akıbeti belli olmayan Atatürk Kültür Merkezi için ‘AKM’deyiz İnisiyatifi’ bugün saat 10.30’da Çağlayan Adliyesi’nde suç duyurusunda bulunacak. Nedeni, 1830’dan bugüne birçok tiyatroya mezar olan İstanbul’a bir mezar daha kazılmaması... Çünkü 1830’dan bugüne İstanbul’da 450’nin üzerinde tiyatro açıldı. Önemli bir kısmı yandı, yıkıldı, yok edildi. Biz aşağıya tiyatro tarihi açısından ilkleri barındıran, kültür tarihi açısından hafıza işlevine sahip, korunması elzem olduğu halde yok edilen tiyatroları aldık. Kültür mekânlarının dün olduğu gibi bugün de kıymetini bilmeyen zihniyete belki ibret olur...
Tepebaşı Dram Tiyatrosu
Bugün Dünya Tiyatro Günü. Ülkemizde ve dünyada bu özel gün çeşitli etkinliklerle kutlanıyor, oyunlar ücretsiz sahneleniyor. Bildiriler çoktan yazıldı, okundu, okunacak. Hemen her yerde oyunların sahneleneceği bugün, biz kendini ‘yapı polisi’ olarak tanımlayan mimar Hasan Kuruyazıcı’nın kılavuzluğunda tiyatro tarihimiz açısından önem taşıyan, yok olmaması gereken tiyatrolara baktık. Kuruyazıcı, yıllardır Beyoğlu’nda nerede kültür sanata hizmet etmiş tarihi bina varsa onların izini sürüyor. Geçtiğimiz salı akşamı da PERA FEST kapsamında Halep Pasajı'nın içindeki Maya Cüneyt Türel Sahnesi'nde yapılan “Yitirilen Kültür Mirasımız: Beyoğlu'nun Tiyatro Yapıları” adlı panele katıldı ve İstanbul'un yakılan, yıkılan, yok olan tiyatrolarını anlattı.

Konuşmasının odak noktası ‘Bu tiyatrolar neden yıkılmamalıydı?' sorusuydu. İstanbul'da tiyatrolar ilk 1830'lu yıllarda yapılmaya başlıyor. O günden bugüne 450'nin üzerinde tiyatro binası inşa edilmiş. Türk tiyatrosu açısından ilkleri barındıran önemli tiyatroların çoğu bugün ortada yok. Pek çok tiyatroya mezar olmuş bir şehirde yaşıyoruz. Kentin kültürel hafızasını taşıyan bazı sahneler de bugün benzer akıbetle karşı karşıya: Yedi yıldır kapalı duran AKM, 2012'de kapatılan Muammer Karaca Tiyatrosu, Ankara'daki Akün ve Şinasi sahneleri… Kuruyazıcı’nın “Eski tiyatrolar neden yıkılmamalıydı?” sorusuna verdiği aşağıdaki cevaplar, kültür mekânlarının dün olduğu gibi bugün de kıymetini bilmeyen zihniyete belki ibret olur...
PERA FEST kapsamında Beyoğlu Halep Pasajı'nın içindeki Maya Cüneyt Türel Sahnesi'nde yapılan “Yitirilen Kültür Mirasımız: Beyoğlu'nun Tiyatro Yapıları” adlı panele (sağdan sola) mimar Hasan Kuruyazıcı, yönetmen, dekoratör Metin Deniz, yazar Vecdi Sayar, oyuncu Orhan Alkaya ve yönetmen Yücel Erten katıldı.
BU TİYATROLAR YOK OLMAMALIYDI, ÇÜNKÜ...
Elhamra Tiyatrosu (1831-1999): İstanbul'daki ilk tiyatro binalarından biriydi. Yaşar Kemal'in romanından aktarılan Teneke, Nazım Hikmet'in Ferhat ile Şirin, Gogol'ün Palto'su, Genco Erkal'ın Bir Delinin Hatıra Defteri gibi önemli oyunlar ilk burada oynandı. Mustafa Kemal Atatürk İstanbul'a geldiği zaman bu salonda film izlerdi. Sururi Topluluğu, İstanbul Opereti, İstanbul Tiyatrosu bu mekânı kullandı, Toto Karaca, Muzaffer Hepgüler gibi isimler burada sahneye çıktı.
 
Naum Tiyatrosu (1838-1870): 1870'teki büyük Beyoğlu yangınında yok olan Naum Tiyatrosu, İstiklal Caddesi'nden Balık Pazarı'na giren sokağın başındaydı. Naum, Osmanlı döneminin en ünlü tiyatrosuydu, dönemin padişahı Sultan Abdülaziz buraya opera ya da tiyatro izlemeye gelirdi. İstanbul'u ziyarete gelen Galler Prensi, Fransa İmparatoriçesi Eugenie, Avusturya Macaristan İmparatoru Franz Joseph gibi yabancı devlet büyükleri de bu tiyatroda gösteri izlemişlerdi.
 
Dolmabahçe Tiyatrosu (1859-1937): Sultan Abdülmecid'in yaptırdığı saraya ait tiyatroydu. O dönemin en güzel salonlarından biriydi. Şinasi, ünlü Şair Evlenmesi oyununu bu tiyatroda oynanması için yazdı.
 
Gedikpaşa Tiyatrosu (1861-1884): Türk tiyatro tarihi açısından önem taşıyan pek çok olay Gedikpaşa Tiyatrosu'nda gerçekleşti. Güllü Agop'un kurduğu Osmanlı Tiyatrosu'nun sahnelediği aslı Ermenice olan Sezar Borcia adlı oyun 1868'de Türkçe olarak burada sahnelendi. Fuzuli'nin Leyla ile Mecnun'undan uyarlanan ilk telif oyun yine burada oynandı. Namık Kemal'in Vatan Yahut Silistire adlı dramının ilk temsili de yine burada izleyici karşısına çıktı.
 
Apollon Tiyatrosu (1873-1961):
Kadıköy'deki en eski tiyatro salonuydu. Güllü Agop'un Osmanlı Tiyatrosu, Dikran Cuhacıyan'ın Opera Tiyatrosu, Benliyan Efendi'nin Milli Osmanlı Operet Kumpanyası, Celal Sahir'in Sahir Opereti, Mınakyan Efendi'nin Osmanlı Dram Kumpanyası, burada yıllarca temsil verdi. Afife Jale, Hüseyin Siret'in Yamalar oyununda burada sahneye çıktı.
 
Odeon Tiyatrosu (1875-2006): Şimdiki Yeşilçam Sokağı'nın köşesindeydi. Yanan Dram Tiyatrosu, Ortaoyuncular Tiyatrosu ile birlikte Odeon Tiyatrosu, o dönemin en önemli üç tiyatrosundan biriydi.
 
Tepebaşı Dram Tiyatrosu (1880-1971): Tepebaşı Dram Tiyatrosu, Darülbedayi'nin kalbi sayılacak tiyatroydu. 1916-1970 yılları arasında Şehir Tiyatroları tarafından kullanılan mekânda İ.Galip Arcan, Talat Artemel, Behzat Butak, Neyyire Neyir, Hüseyin Kemal Gürmen, Hazım Körmükçü, Kemal Küçük, Bedia Muvahhit, Raşit Rıza, Cahide Sonku ve Vasfi Rıza Zobu gibi efsane oyuncular, Ceza Kanunu, Bir Kavuk Devrildi, Lüküs Hayat, Bir Adam Yaratmak, Kibarlık Budalası, Deli Saraylı, Ahududu gibi ünlü oyunları sahneledi.
 
Tepebaşı Komedi Tiyatrosu (1889-1957): Yazları kullanılmak üzere yapılmış, üstü açık bir tiyatroydu. 1942'den itibaren Şehir Tiyatroları kullanıldı. 1958'de yıktırıldı. Hasan Kuruyazıcı, “Neden yıkıldığını anlamadık. Çünkü yıllarca otopark olarak kullanıldı.” diyor.
 
Yeni Komedi Tiyatrosu (1923-2013): İstiklal Caddesi'ndeki binayı, Şehir Tiyatroları Yeni Komedi Bölümü adıyla 20 yıl kullandı. Kira anlaşmazlığı nedeniyle 1975'te son temsil yapıldı.
 
Şan Tiyatrosu (1953-1987): Münir Nurettin'in yönettiği klasik Türk müziği konserleri burada verildi. Yedi Kocalı Hürmüz, Hisseli Harikalar Kumpanyası, Sait Hop Sait, Müzikal Kahkaha, Sezen Aksu Aile Gazinosu, Hababam Sınıfı Müzikali, Şen Sazın Bülbülleri, Bin Yıl Önce Bin Yıl Sonra gibi 1980'lerin ünlü müzikalleri burada sahnelendi.
 
Cep Tiyatrosu (1955-2011): Apartman içine yapılan küçük tiyatroların ilk örneğiydi. Haldun Dormen'in girişimiyle kuruldu. Erol Günaydın, İlhan İskender, Metin Serezli, Altan Erbulak gibi oyuncular burada yetişti.
 
Karaca Tiyatrosu (1955-2012): Ünlü komedyen Muammer Karaca tarafından yaptırılan tiyatroda Nejat Uygur'un Cibali Karakolu 16 yıl boyunca 3 bin temsilden fazla sahnelendi. Gülriz Sururi, Güzin Özipek, Adile Naşit, Turgut Boralı gibi oyuncular burada sahneye çıktı. Ankara'dan İstanbul'a gelen Yıldız ve Müşfik Kenter ilk oyunları Salıncakta İki Kişi'yi burada oynadı. Keşanlı Ali Destanı, Gülriz Sururi ve Engin Cezzar Topluluğu'nca 1964'te ilk kez burada sahnelendi.



Mimar Hasan Kuruyazıcı’nın İstanbul’da yanan (yakılan), yok edilen tiyatrolarla ilgili tuttuğu notlar ve araştırmaları…Aksaray Küçük Opera Tiyatrosu: (İŞT: 23.03.-05.1968, ŞT: “Bir yangında tamamen kül oldu, yerinde şimdilerde (1984) bir iş hanı var”) 27.01.1969. 1967 Aralık’ında Devri Süleyman bir gece gösterildi ve yasaklandı. Ama ertesi sezon (1968-1969) yine Devri Süleyman’la Halk Oyuncuları İstanbul Sahnesi olarak başladı ve aynı yılın ocak ayında yakılarak yok edildi (A. Engin)
Elhamra Tiyatrosu: Yandı, müzikhole dönüştürüldü (Arif, Ü.Tamer, İ.Daner) (Fransız Tiyatrosu - Kristal Saray (Elhamra’nın yerinde; TİD Türk Tiyatrosu:199-200)
Naum Tiyatrosu: İki kez yandı (TİD Türk Tiyatrosu: 201-204; Duhani, Eski İnsanlar Eski Evler; S. N. Gerçek: “Naum Tiyatrosu”, Perde ve Sahne, Aralık 1941, sayı 9; S. N. Gerçek: “Üç Naum Tiyatrosu”, Perde ve Sahne, Şubat 1942; Rauf Tuncay: “Naum Tiyatrosu”, Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, Mart 1968)
Şan Tiyatrosu: Yandı, yakıldı 07.02.1987
Tepebaşı Dram Tiyatrosu: Yandı/yakıldı 1970, 1971 (H.Kuruyazıcı: İstanbul; Refik Ahmet Sevengil: “Sahnenin İç Yüzü. Darülbedayi’de Son Yenilikler. Eski Sahne ile Yeni Sahne Arasındaki Farklar”, Muhit, Ocak 1930, sayı 15; Hikmet Feridun [Es]: “Tepebaşı Tiyatrosu”, Akşam, 5 Ocak 1934; “Beyoğlu Yangınında Kül Olan Tiyatrolar”, Vakit, 12 Temmuz 1926, sayı 3062;  Tiyatro’de yenileştirme: Akşam, 4 Ağustos, 1934; döner sahnede yenilik: Akşam, 30 Eylül 1936.) (Ö)
Yeni Komedi Tiyatrosu (İpek Sineması): Yandı (CD Türk Tiyatrosu:290-291, 306; Tiyatro’da yangın: Milliyet [ve başka gazeteler], 25 Mayıs 1967; onarılması: Türk Tiyatrosu, Kasım 1968, sayı 382; İŞT: 10.12.1955 – 21.12.1975; ŞT: “750 kişilikti, şimdilerde (1985) bir firmanın satış mağazası olarak kullanılıyor”; O.Alkaya: “765 kişilikti”)
Arena Tiyatrosu: Bulunduğu bina yıkıldı (Tan Oral, A. İpekaya, M.Güleryüz) (CD Türk Tiyatrosu:295)
Concordia Tiyatrosu: Yıkılıp yerine Saint Antoine Kilisesi yapıldı (TİD Türk Tiyatrosu:205-206)
Deneme Sahnesi: (CD Türk Tiyatrosu: 274-276; TİD Türk Tiyatrosu: 206-208; İŞT: 22.06.1975 – 10.05.1981 / 01.10.1981 – 15.05.1983)
Dolmabahçe Sarayı Tiyatrosu: Yandı, yıkıldı. (H.Kuruyazıcı: “Boğaziçi’nde de Tiyatrolar Vardı”, Boğaziçi)
Ferah Tiyatrosu: Şehzadebaşı
Gedikpaşa Tiyatrosu: Yıkıldı
Ger-Ar Tiyatrosu: Küçükparmakkapı Sokağı’nda, eski Etibank binasının bodrum katındaydı, bulunduğu bina yıkıldı (CD Türk Tiyatrosu:295)
LCC Tiyatrosu: Bulunduğu bina yıkıldı (Tuncay Çavdar)
Letafet Apartmanı: Şehzadebaşı
Müsapihzade T.: (İŞT Üsküdar Bölümü) yıkıldı (O.Alkaya); (İŞT: 29.04.1961; ŞT: “375 kişilik”; Ö)
Odeon Tiyatrosu (Eclair, Lüks Sineması): Bulunduğu bina yıkıldı (TİD Türk Tiyatrosu: 204-205; Rauf Tunçay: “Türk Tiyatrosu Nasıl Kuruldu?”, Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, Ekim 1967, sayı 1:) (Varyete, Eldorado, Verdi; TİD Türk Tiyatrosu:210-212) (İŞT 1.10.1926’dan Ocak 1927’ye kadar oynadı)
Saray Sineması: Bulunduğu bina yıkıldı.
Site Tiyatrosu Şişli:  (İŞT: 01.10.1966 – 17.05.1964; ŞT: “192 kişilikti”; içinde bulunduğu Site pasajı binası yıkılıp yerine katlı otopark yapıldı).
Tepebaşı Komedi Tiyatrosu: (Anfi-eski Yazlık Tiyatro) yıkıldı 1957 (H.Kuruyazıcı: İstanbul; TİD Türk Tiyatrosu: 208-209; 1905’teki onarım için: Levant Herald, 2 Mayıs, 6 Haziran, 27 Eylül 1905)
Ümit Tiyatrosu: Yok edildi (Ahmet Kaya)
Alkazar Sineması: Üç ayrı sinemaya dönüştürülmeden önce Ayfer Feray Tiyatrosu kısa bir süre oynadı (Ş.Altuğ, A.Dorsay) (CD Türk Tiyatrosu:301)
Baro Han’daki tiyatro (Martı Sanat Merkezi): Bulunduğu bina yıkıldı (CD Türk Tiyatrosu: 301; Ö)
Bilsak Tiyatro Atölyesi: Soğancı Sok.,7, Sıraserviler (Ö: “Alternatif Tiyatro Arayışları”
Cep Tiyatrosu: Tel Sok. (H.Dormen)
Devekuşu Kabere Tiyatrosu:        
İstanbul Sanat Merkezi (Manastır): Tarlabaşı Bulvarı 120-122; (Ö)
Kadıköy Tiyatrosu: (1964 Sonbahar) yok edildi. Süreyya Sineması’ndan Altıyol yönüne gelinirse, aynı sırada Süreyya sinemasından sonraki sokaktan hemen sonraki pasaj içinde bodrum katında idi. (A. ve Ç. İpekaya, A. Engin, Melih Koray)
Mücap Ofluoğlu’nun Cep Tiyatrosu: Lale Sineması’ndan biraz aşağıda; yok edildi (M.Ofluoğlu)
Sıraserviler’deki Sinamatek: (U.Bugay, Devrik Süleyman)
Şişli Sanat Merkezi (Ö)
Yapı Endüstri Merkezi Tiyatrosu: (İŞT: 11.10.1968 -  (M.Deniz, A.Erkin, Ş.Altuğ, H.Akçatepe)
Abraham Paşa Korusu Tiyatrosu (?) Beykoz
Gülhane Parkı: (İŞT: 03.06.1954 – 29.07.1956)
Eminönü Halkevi: (İŞT: 01.11.1952 – 05.04.1959) tiyatro oynanmıyor.
Süreyya Sineması’nın üstü: (İŞT: 04.12.1959 – 05.1965; ŞT) 183 kişilikti, sinemayla birlikte onarılıp eskisi gibi sinemanın lobisi oldu.
Lale Sineması: (İŞT: 28.09.1959 – 15.05.1960)
Yedikule Açık Hava Tiyatrosu: (İŞT: 21.06.1974 – 07.08.1974)
Emirgân Korusu: (İŞT: 28.04.1976 – 29.04.1980)
Aya İrini: (İŞT: 05.07.1980, Montserrat; Ö)
Yıldız Sarayı Has Bahçe: (İŞT: 04.07.1983, Hürrem Sultan)
Apollon (Millet?) Tiyatrosu: Şişhane (Türk Tiyatrosu:280)
Apollon Tiyatrosu Kadıköy
Azak Tiyatrosu (A. Engin?)
Bayrampaşa Tiyatrosu (İŞT: 07.03.1975 – 27.04.1975)
Bulunmaz Tiyatro: Galatasaray’da bir hanın ikinci katında idi.
Bulvar Tiyatrosu: Millet Caddesi üstünde, Fındıkzade’de. Münir Özkul oynuyordu. (M.Gezen, S.Dinçel)
Croissant: Talimhane’deki açık hava tiyatrosu (TİD Türk Tiyatrosu:209)
Düşün Sahnesi: İmam Adnan Sok., 10/3 idi.
Fatih Tiyatrosu: (E.Cezzar, M.Deniz, M.Gezen, S.Dinçel)
Feriye Sineması içindeki tiyatro (Ortaköy): Açık mı? (sinema olarak Ö)
Gültepe Halk Eğitim Merkezi: (İŞT: 22.03.1974 – 05.1976)
Hodri Meydan Tiyatrosu: (Zincirlikuyu, Ordu Cad..; L.Kırca) (İŞT: 07.02.1970 – 05.1970; ŞT: 600 kişiliktir, halen (1984) özel tiyatro olarak kullanılıyor.
Oğuz Demircioğlu’nun tiyatrosu: Üsküdar, yok edildi (O.Demircioğlu, C.Toyon, İ.Biret)
Rumeli T., Café des Fleurs, Şark Tiyatrosu-Alcazar de Byzance, Anadolu Tiyatrosu (TİD Türk Tiyatrosu:205)
S.Pekuysal-E.Köknar’ın tiyatrosu: Üsküdar??? (S.Pekuysal, Alisait Köknar)
Tekkedeki (Mevlevihane) açık hava tiyatrosu: Tünel’de (TİD Türk Tiyatrosu:109)
Türk Ocağı Aksaray: (İŞT: 03.11.1955 – 05.05.1957)
Ve Diğer Şeyler Topluluğu: Asmalımescit’te bir apartman dairesinde
Yeni Fransız Tiyatrosu: (TİD Türk Tiyatrosu:209-210)
Zeynep Kâmil Hastanesi Tiyatro Salonu: (İŞT: 26.10.1973 – 14.03.1975)
Zeytinburnu Semt Tiyatrosu: (İŞT: 08-11.05.1975)
Zeytinburnu T. (Bozkurt İlkokulu): (İŞT: 01.10.1965; ŞT: 145 kişilikti, 21 Mart 1970’den bu yana tiyatro olarak kullanılmıyor.
AKM  (Ö): 1971 yandı, 1978’de tekrar açıldı, 2008’den beri kapalı.
Büyük Salon: (İŞT: 17.10.1978, Ölü Kentin Nabzı; yeniden açılış şöleni nedeniyle.
Küçük Salon
Oda Tiyatrosu: (İŞT: 09.10.1978, Sırtımızdakiler – 11.10.1978, Birlikte Oynayalım; yeniden açılış şöleni nedeniyle.
Aziz Nesin Sahnesi (Ö):
Sinema Salonu (İŞT: 14.10.1978, Taner’le Oyun; yeniden açılış şöleni nedeniyle)
Bilgi Ü. Dolapdere Kampusu Tiyatro Salonu: Bütün binayla birlikte yıkıldı.   
Galataperform Yeşim ve Genco Gülan:
Hadi Çaman Tiyatrosu (Ö)
İŞT M. Ertuğrul Tiyatrosu (Ö; 1967’deki ilk proje ve 1993’teki tadilat projesi)
İŞT M. Ertuğrul Tiyatrosu Oda Tiyatrosu (Ö)
Mahşer-i Cümbüş Hayalhanesi
Taksim Sahnesi: Venüs (Ö)

DÜNYA TİYATROLAR GÜNÜ BİLDİRİLERİ
2015 Dünya Tiyatro Günü bildirisini bu sene Polonyalı yönetmen Krzysztof Warlikowski ile Türkiye'den Demet Taner yazdı. Ülkemizde 27 Mart Dünya Tiyatro Günü programlarını her yıl ITI-UNESCO Türkiye Merkezi düzenliyor. Muhsin Ertuğrul’un kurduğu merkezin ikinci başkanı bu yıl doğumunun yüzüncü yılını kutladığımız Haldun Taner’di. 2015’in “Haldun Taner Yılı” ilan edilmiş olması dolayısıyla bu yılın bildirisini onun eşi Demet Taner’in hazırlaması uygun görüldü.

DEMET TANER'İN BİLDİRİSİ
Bugün Dünya Tiyatro Günü.
Tiyatrolar bu akşam kapılarını izleyicilerine ücretsiz açıyorlar.
Fikirlerine saygı duyulan, söyleyecek sözü olan, tiyatroyu bilen kişiler, her yıl hazırladıkları bildirilerle  tiyatronun önemini seyirciyle paylaşıyorlar.
Bu yıl ise bu onurlu görev, Haldun Taner’in doğumunun 100. yılını kutlamamız dolayısı ile bana verildi.
Sanat olmasaydı,  yaşamı güzelleştirmenin ve zorluklarına katlanabilmenin ne kadar güç olacağını düşünüyorum. Bütün olumsuzlukların, çirkinliklerin, sömürünün, çağlara göre şekil değiştirse de hep var olduğuna, insanlık onurunu korumanın, geleceğe olan inancın, sanatla ve sanata gönül vermiş  insanlarla, bir panzehir gibi etki yaptığına, onların varlığıyla insanlık yürüyüşünün anlam kazandığına inanıyorum.
Tiyatro neden önemli: Çünkü,  Haldun Taner in deyişiyle “Tiyatro, uygarlığı,  bütün yurt sathına ulaştıran çok etkin bir sanat dalı“  da ondan.
Bir oyununun ön sözünde  şunları söylüyor:
“Tiyatro elbet insanlığın ortak malı. Tiyatro tarihi her ulusa  ortak ve zengin bir birikim sağlıyor. Ama her ulus da ona yüzyıllar boyu kendi özelliğinden katkılarda bulunmuş, bulunuyor. Tiyatro alanındaki yeni görünen yolların çoğu işte hep bu eski ve yeni yöresel katkılardan doğuyor.”
Tiyatro;  yüzümüze tuttuğu aynada kendimizi görmemizi, anlamamızı, yalnızca bizim mi,  tüm insanlığın sorgulanmasını sağlar.   Kendi toplumunun yanlışlarına parmak basarken,   insana yönelir, insanı anlatırken insanlığa seslenir.  Dünyanın en küçük bir ölçeği olan sahneden, insandan insana, oyuncudan seyirciye geçen duygu ve düşüncelerle, seyirciyle bütünleşir.  Onun için seyirci tiyatronun olmazsa olmazıdır. Bütün bunların olabilmesi için ise; eleştirel aklın, özgür düşüncenin var olması gerekir.
Sanatın kökleri, İlk Çağlardaki ilkel insanın dünyasına kadar uzanıyor. Bugünün tiyatrosu ise, Antik Yunan’dan bu yana yıllardır varlığını sürdürüyor. Bizim tiyatromuz, geçmişten geleceğe doğru yol alırken, Cumhuriyetin kazanımları ve  Atatürk’ün sanata, kültüre ve sanatçıya verdiği değerle zenginleşmiş.
Dünya hızla değişiyor. Ama insanın gereksinmeleri hiç değişmiyor. Benzerliklerimiz ve farklılıklarımız, inançlarımız ve düşüncelerimiz,  bir anlamda zenginliğimizi yaratırken, aslında hepimiz, insanlık denen bir ortak paydada buluşuyoruz. Bu noktada herkesin  sevgiye, anlayışa, barışa, yaşamı paylaşmaya ihtiyacı var.  Sevgiyle her şeyi kucaklamak için;  karanlık değil,  aydınlık gerek. Bütün çirkinlikleri güzelleştirmek için,  haksızlıkları silmek için, Aydınlık!
Öyleyse bütün yurdumuzu tiyatro sahneleriyle donatalım.  Tiyatroları çoğaltalım.   Tıpkı dağları aydınlatan çoban ateşleri gibi, yurdumuzu sahnelerin ışığıyla aydınlatalım. 
Sözlerimi, Haldun Taner’in sözleriyle noktalıyorum.
Çünkü:  “Türkiye  anlamına  gelen  bizden,  insanlık  boyutundaki  BİZE  uzanmak istiyoruz.’’

KRZYSZTOF WARLIKOWSKI'NİN BİLDİRİSİ
Tiyatronun gerçek ustalarını bulmanın en kolay yolu onları sahnenin çok uzaklarında aramaktır. Genelde öyleleri tiyatronun gelenek kalıbı sürdüren ve klişe kopyalayan bir makine gibi kullanılmasıyla ilgilenmezler hiç. Onlar atan nabzın peşindedirler; gösteri salonlarının ve şu ya da bu dünyayı kopyalama derdindeki insan yığınlarının açığından geçmeye yatkın canlı akımları ararlar. Biz seyircilerle tartışmaya ve yüzeyin altında kabaran duygulara odaklanmış dünyalar yaratacak yerde, mevcudu kopyalama yoluna gidiyoruz. Oysa gizli coşkuları tiyatro kadar başarıyla dışa vuran başka bir şey yoktur. Benim en sık peşine düştüğüm kılavuz geçmişte yazılmış kimi metinlerdir. Onları kaleme alanlar neredeyse yüz yıl önce Avrupa tanrılarının yavaş yavaş çöküşünü kâhin gibi ama abartıya kaçmadan gözler önüne serdiler. Beni sabah akşam düşündüren o yazarların anlattığı, uygarlığımızı bugün hâlâ dağıtılamamış bir karanlığa gömen ışık kaybıdır. Aklımda Franz Kafka, Thomas Mann ve Marcel Proust adları var. Bugün o kâhinler grubuna John Maxwell Coetzee adını da ekleyebilirim.
Bu kişilerin ortaklaşa sezdikleri, dünyanın sona ermesinin kaçınılmazlığı idi – gezegenin değil, insan ilişkilerinin bugünkü modeli anlamındaki dünyanın. Dipten gelen kabarmalar toplum düzenini alt üst etmekte. O sezgi bütün acılığıyla bizim için bugün ve burada da geçerliğini koruyor. Dünya sona erdikten sonra da yaşamayı sürdüren bizler için. Her gün yeni yeni yerlerde suçlar ve çatışmalar patlak vermekte. Bu öyle hızlı oluyor ki her yerde hazır ve nazır günümüz medyası bile haberlerine yetişemiyor. Yangınlar çok geçmeden lginç olmaktan çıkıp basın bültenlerinden siliniyor, bir daha da göze görünmüyor. Biz aciz kalıyor, dehşete kapılıyor, kendimizi köşelere sıkışmış hissediyoruz. Artık kuleler dikmek gelmiyor elimizden. Duvar yapımını inatla sürdürüyoruz ama çektiğimiz duvarlar bizi hiçbir şeyden korumuyor artık. Tersine, bakım ve savunma gerektirdikleri için biz onları korumak zorunda kalıyoruz; yaşam enerjimizin büyük bir bölümü öylece heder oluyor. Kapının ötesinde, duvarın gerisinde ne bulunduğunu görmeye çalışacak gücümüz de kalmadı. Tiyatronun varlığını gerektiren ise tam bu işte. O kendi gücünü tam burada aramalı. Bakmanın yasak olduğu yerlerin iç taraflarını gözetlemeli.
“Efsane açıklanamayacak şeyi açıklama çabasında. Temeli gerçek olduğu için, sonunda açıklanamayacak bir yerlere ulaşmalı.” Kafka Prometheus efsanesindeki dönüşümden böyle söz ediyordu. Kesinlikle inanıyorum ki aynı sözler tiyatro için de geçerli olmalı. Onun emekçilerinin hesabına, yani sahnedekiler kadar seyirciler arasındaki emekçilerinin de adına, bir dileğim var. Öyle bir tiyatro olsun. Gerçekliğin temeline otursun ve hedefini uzanacağı açıklanamaz sonlarda bulsun. Bütün kalbimle diliyorum bunu.

Bugün tüm oyunlar ücretsiz
Kibritçi Kız Müzikali

- İstanbul Şehir Tiyatroları'ndaki tüm oyunlar ücretsiz izlenebilir.
- Devlet Tiyatroları'nın da bugün tüm oyunları ücretsiz.
- Aydınlık Bir Gelecek İçin adlı müzikli çocuk oyunu 28-29 Mart'ta Üsküdar Koza Tiyatrosu'nda 13.00'te.
- Kadıköy Tiyatro Ak'la Kara'nın Kelebekler Özgürdür oyunu bugün 20.30'da.
- Tiyatro Açıkça'nın Musakka oyunu bugün 27 Mart 20.30'da Öykü Sahne'de.
- Bizim Tiyatro'nun Eski ve Yeni Tüfekler oyunu bugün saat 20.30'da Barış Manço Kültür Merkezi'nde.
- Enis Fosforoğlu Tiyatrosu'nun İkinci Baskı oyunu bugün 20.30'da Kartal Halis Kurtça Kültür Merkezi'nde.
- Kabare Dev Aynası'nın Vatan Kurtaran Şaban oyunu yarın 15.30'da Barış Manço Kültür Merkezi'nde.
- Bosch Çevre Çocuk Tiyatrosu'nun “La Fonten Orman Mahkemesinde” oyunu 28-29 Mart'ta Kırşehir İl Kültür Turizm Müdürlüğü Kültür Merkezi Salonu'nda saat 12.00 ve 14.00'te.
- Kibritçi Kız Müzikali, Zorlu Performans Sanatları Merkezi'nde, 28 ve 29 Mart'ta saat 12.00'de.
- BAU İleri Oyunculuk Öğrencileri'nin sahnelediği Anton Çehov'un Tütünün Zararları (30 Mart, 13.30), William Shakespeare'in Soneler (30 Mart, 17.30), Nikolay Gogol'ün Bir Delinin Hatıra Defteri (31 Mart, 17.00), Melih Cevdet Anday'ın Mikado'nun Çöpleri (1 Nisan, 18.00), Bahçeşehir Üniversitesi Fazıl Sahnesi'nde.
* Oyunlara gitmeden önce rezervasyon yaptırmayı unutmayın.

HABERİN SAYFAMIZDAKİ GÖRÜNÜMÜ