18 Aralık 2015 Cuma

Bosnalı Kız İstanbul'da

19 Aralık 2015
20 yıl önce, Avrupa'nın göbeğinde yaşanan soykırımı unutmamak ve hatırlatmak zorundayız. ‘Bosnalı Kız' bunun için İstanbul'da. Bosna Savaşı'nda lise öğrencisi olan Šejla Kamerić'in, video, fotoğraf, yerleştirme ve heykel sergisi “Bim Bam Bom Çarpınca Kalp”, sanatçının savaşa dair çarpıcı deneyimlerine ve anılarına dayanıyor.

“Dişsiz?.. Bıyıklı?.. Leş Gibi Kokuyo?..” Üç şıklı bu soruya cevap arayan kişi, Hollandalı bir asker. Ucube gibi tarif edilen acaba kim olabilir? Bosna Savaşı'nda (1992-1995), Birleşmiş Milletler Koruma Gücü'nün görevlendirdiği asker, Srebrenitsa'daki kışlanın duvarına bu üç soruyu yazıyor, hemen arkasından da cevaplıyor: “Bosnalı Kız!”. Oysa oraya, BM tarafından zulüm altındaki halkı korumak için gönderilmişti. Evet, kızların hali bir savaş gerçeğiydi. Fakat daha gerçek olan bu metnin yüzünüze çarpması. Tıpkı duvara toslar gibi. Soğuk bir duşa maruz kalır gibi. Tecavüze uğrayanları, çoluk çocuk, kadın-erkek demeden öldürülüp toplu mezarlara gömülenleri, keskin nişancılara hedef olanları daha söylemedik bile. 1995'in Temmuz'unda Srebrenitsa'da çoğu erkek ve oğlan çocuğu olmak üzere 8 binden fazla kişi öldürülmüştü.

Savaş sırasında lise öğrencisi olan Bosnalı sanatçı Šejla Kameric, kendi portresi üzerine yerleştirdiği orijinal grafitinden oluşan ‘Bosnalı Kız' eseri, sanatçının en bilinen çalışmalarından biri. Eser, 2003'te Saraybosna sokaklarında, 2007'de Berlin'de, bu yıl içinde Srebrenitsa'da sergilendi. 28 Şubat 2016'ya kadar ise sanatçının diğer işleriyle birlikte Beyoğlu'ndaki Arter'de görülebilecek.

90'lı yılların sonundan itibaren kamusal alanlar için eser üreten Kameri'in, savaşa dair anlatacakları çok, deneyimleri çarpıcı. Arter'in dört katına yayılan küratörlüğünü Başak Doğa Temür'ün yaptğı sergi, bilgi, belge ve acıyı tercüme etmeye çalışan işlerle dolu. Özellikle üç çalışmayı izlemeli: ‘Bir şeyden her şeyi öğren', ‘Kırmızısız Geçen 1395 Gün' ve Geriye Kalanlar…

SABUNLAŞAN CESETLER


Kameric, Londra'da gerçekleştirilen “Adli Tıp: Suçun Anatomisi” (2015) isimli sergi için ürettiği “Ab uno disce omnes” (Bir şeyden her şeyi öğren) videosunu iki senede hazırlıyor. Morglara, DNA laboratuvarlarına, toplu mezarlıklara, infaz bölgelerine gidiyor. Uluslararası Kayıplar Komisyonu ile işbirliği yapıyor. 88 saat kayıt ve 32 bin görüntüden sonra oluşturulan videoda, savaştan fotoğraflar, haberler, hukuki ve askeri belgeler, adli tıp raporları, tanıklıklar, kayıpların listeleri var. Sanatçının Tuzla ve Sejkovaca'daki morglarda çektiği görüntüler kan dondurucu. Kimlik tespiti için bekleyen, yerlere serilmiş yüzlerce insan kalıntısı… Peki bu cesetler nasıl bu halde kalabilmiş? 434 insanın gömüldüğü Tomasica'da toplu mezardan çıkarılan bedenler, toprağın yapısı nedeniyle sabunlaşıyor, yani derileri ve dokuları tamamen yok olmuyor. Tecavüz kampına götürülen Kalinovikli kız kardeşler, 13 yaşında öldürülen çocuk ve Focalı Sırp'tan gelen isimsiz mektup da videodaki hikâyeler arasında. Mektup şöyle başlıyor: “Bay Masovi size bu mektubu 1992 yılında 80 Müslüman'ın Foa'daki KP Dom'dan (merkez hapishane) alınıp Piljak yakınlarındaki bir çukura atıldığını bildirmek için yazıyorum.”
     Bu çalışmanın bir de web ayağı var. Herkesin kendi belgelerini yükleyebildiği, http://abunodisceomnes.wellcomecollection.org adlı site, hükümetlerin ellerindeki belgeleri yayınlamaları için bir baskı oluşturmuş ve toplu mezarların yerleri ile kayıp listelerinin yayınlanmasını sağlamış. Kameric'e göre savaşın üç tarafı (Sıplar, Boşnaklar, Hırvatlar) hâlâ hikâyeyi kendi bakış açısına göre anlatıyor. Kamerić, tarafsız ve bağımsız bir video yapmaya çalışıyor. 

KESKİN NİŞANCI YOLU

Başrolünde Maribel Verdu'nun oynadığı, “Kırmızısız Geçen 1395 Gün”, bir saat sürüyor. Saraybosna, savaş sırasında 1.395 gün kuşatma altında kaldı. Ve bu süre boyunca yüksek binalara ve çevredeki yamaçlara konuşlanan keskin nişancılar, çocuklar dahil 10 bin kişiyi öldürdü. Verdu filmde, Keskin Nişancı Yolu olarak bilinen rotada yürüyor. Sokaklarda nişancılardan kaçarak karşıdan karşıya geçmeye çalışan ama bu deneyimi gerçek hayatta yaşamamış tek kişi o. Diğer yaşlı teyzeler ve amcalar, o anın canlı tanıkları. Kameric'in babası da o yolda öldürülenlerden biri. 2011'de çekilen filmde, Saraybosna Filarmoni Orkestrası da yer alıyor. Çünkü onlar da keskin nişancılara rağmen Saraybosna Milli Kütüphanesi'nde konser vermeyi başarmış ve dünyanın gözünü Bosna'ya çevirmişlerdi.

Geriye Kalanlar (Remains), 2006.
     Sanatçının 2006'da yaptığı yerleştirmesi Geriye Kalanlar'a (Remains) ise savaşta tecavüze uğradıktan sonra kendini asan Ferida Osmanovic'in fotoğrafı kaynaklık ediyor. Bir ağaç dalında canına kıyan kırmızı hırkalı, beyaz etekli Ferida…
     Rüya Evi, Haziran Her Yerde Haziran, 30 Sene Sonra, Uyursam İkiye Katlanacak, Savaş Başladığında Havuz Başında Takılıyorduk, Burada, Amerikan Rüyası, Care 1, 2 & 3, Kırılgan Ümit Hissi, Temel İhtiyaçlar, Kayıp, Gündüzdüşleri, Kameric'in savaşa odaklandığı diğer işleri... Çok uzak değil 20 yıl önce, yanı başımızda yaşanan soykırımı unutmamak ve hatırlatmak zorundayız. ‘Bosnalı Kız' bunun için İstanbul'da. (www.arter.org.tr)

BABA EVİNDEN GERİYE KALAN...



Bu iki küçük kızın fotoğrafı, sanatçının 2007'de yaptığı What Do I Know (Ben Ne Anlarım Ki) dört kanallı bir video yerleştirmesinden. Eser, sanatçının yazdığı “Ben Aşktan Ne Anlarım Ki” başlıklı kısa bir hikâyeye dayanıyor. Filmin esin kaynağı ve çekim yeri, sanatçının baba evi. Prömiyerini 2007'de Venedik Film Festivali'nde yapan film, 2008'de de Adana Altın Koza Film Festivali'nde en iyi kurmaca film ödülü almıştı.

Dream House (Rüya Evi), 2002. Saraybosna yakınlarındaki Rakovica kampındaki bir mülteci evini anlatıyor. 






If I Sleep It Will Be Double (Uyursam İkiye Katlanacak), 2009. Dört kişinin tuttuğu savaş günlüklerinden alınan notlar, ipek nevresimlere işlenmiş.

Care 1, 2 & 3, 2015. Bu yerleştirme Šejla Kamerić’in ailesine 1992-1995 arasındaki Bosna Savaşı’nda insani yardım olarak gönderilen kolilerin yeniden üretiminden oluşuyor.
June Is June Everywhere (Haziran Her Yerde Haziran), 2013. Kırmızı ışık yansıtılan siyah-beyaz fotoğraflar sanatçı tarafından basılmış. Sanatçının tekrar tekrar bastığı bu kare, kendi yatak odasının dış cephesinde, her akşam başını koyduğu yere denk gelen duvarın üzerindeki mermi izlerini gösteriyor.



Kırmızı Halı, 2011. Sejla Kameric, ikinci el giysilerden oluşan bu halıyı Bosna Halısını Koruma Derneği’ndeki kadınlarla birlikte üretmiş.



Nigel Sen Git (Nigel U Go), 2010. Beyaz dantel örtüler üzerinde erkek isimlerinin siyah boyayla yapılmış grafitileri.
Savaş Başladığında Havuz Başında Takılıyorduk.
30 Sene Sonra, 2006. Bosna Savaşı sırasında Sejla Kameric'in annesi, altın yüzüklerini ailesinin hayatta kalabilmesi için yiyecek içecek karşılığında satmak zorunda kaldı. Anneannnesi aynı şeyi İkinci Dünya Savaşı'nda yapmıştı. Sanatçı da Bosna Savaşı bittikten sonra altın yüzükler satın almaya başladı. Bu fotoğraf sanatçının 30 yaşındaki portresi. 

Kamerci'in İstanbul sergisi için yaptığı BFF, 2015. BFF kıasltması İngilizcedeki Best Friends Forever ifadesinin baş harflerinden oluşuyor ve En İyi Arkadaşım anlamında kullanılıyor. Ayının gövdesi ikinci el kürk ve deri paltolar, şapkalar ve etollerle kaplı; içi ise kullanılmış giysiler ve plastik şişelerle doldurulmuş.

HABERİN SAYFAMIZDAKİ GÖRÜNÜMÜ