29 Haziran 2019 Cumartesi

10 yıldır kanser hastası, 650 gündür cezaevinde

29 Haziran 2019
2009'dan beri kanserle mücadele eden polis memuru Mustafa Koray Mehirli, hayati tehlikesi olan bu hastalıkla 3 yıldır cezaevinde yaşamaya mecbur bırakılıyor.

 2009 yılında tiroid kanseri teşhisi konulan ve o günden beri düzenli ilaç tedavi gören polis memuru Mustafa Koray Mehirli (47), 3 yıldır cezaevinde.

29 Temmuz 2016'dan itibaren iki kez hapse giren ve toplamda 650 gündür tutuklu olan Mehirli, 10 yıldır tedavisini takip eden Adana Balcalı Nükleer Tıp Merkezi'nde ayda bir kontrole gitmesi ve ilaç tedavisi alması gerekiyor. Ama cezaevi şartları ve imkanları dahilinde bu tedavi aksamış durumda.

SAĞLIK OCAĞINA GÖTÜRÜLÜYOR

Eşinin hastalığının ilerlemesinden korkan F. Mehirli, ne yapacağını, nereye gideceğini dahi bilmediğini söylüyor. Mehirli, "Eşim cezaevinde sürekli dilekçe veriyor, doktoruna götürülmesi için. Ama sağlık ocağına götürüldü. Kızım CİMER'e dilekçe yazdı. Bir hafta sonra Mersin Yenişehir Hastanesine götürüldü. Oradan verilen sonuçları eşim bana gönderdi, Balcalı'daki doktora gösterdik. İlaçlarını artırmamız gerektiğini söyledi" dedi.

 2009'da iki kez ameliyat geçiren eşinin durumunu ciddi olduğunu ifade eden F. Mehirli, "Ameliyattan sonra Adana'da atom tedavisi aldı. Vücuduna damardan ilaç verildi. Tek başına orada 4-5 gün kaldı. Hiç kimse kendisine yaklaşamıyor, temasta bulanamıyor. Çıktıktan sonra uzun bir süre yemeğini, bardağını, kaşığını her şeyini ayırmıştım. Atom öyle bir şey ki, vücut aldıktan sonra bütün çevreyi etkileyebiliyor. Farklı bir oda oluşturduk. Tedavisi devam ediyordu. Ta ki içeri alınana kadar..." ifadelerini kullandı.

23 yıllık polis memuru Mustafa Koray Mehirli, Cemaat soruşturmaları kapsamında 29 Temmuz 2016'da Adana'da tutuklandı. Üç gün nezarethanede gözaltında kaldıktan sonra 1 Ağustos 2016'da çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanıp Adana Kozan Cezaevine gönderildi.

SAYISIZ DİLEKÇE VERDİ

Hasta haliyle burada yaşamaya mecbur bırakılan Mehirli, bu süre içinde birçok kez cezaevi yönetimine dilekçe yazıp Balcalı'ya sevkinin yapılmasını istedi. Dilekçelerine bir süre sonra cevap verildi fakat devlet hastanesine götürüldü.

Bu girişimlerden sonuç almayınca, bu kez eşi F. Mehirli, cezaevi savcısına durumu anlattı. Bu görüşmeden 20 gün sonra eşinin Adana Balcalı Nükleer Tıp Merkezine sevk edildiğini belirten Mehirli, "20 gün sonra doktoruna fakat tedavi aksadığı için değerlerinde değişme olmuş. İlaçları verildi hemen. Oradaki doktor hanım, 2 ayda bir rutin kontrolünün yapılması gerektiğini söyledi. İki ayda bir olmasa da 3 ayda bir eşim götürdüler" dedi.

403 gün sonra Ekim 2017'de hastalığı nedeniyle tahliye edilen Mustafa Koray Mehirli, tedavisine dışarıda devam etti. Durumu iyiye giderken, 8 Haziran 2018'de bir ifadede adı geçtiği için hakkında tekrar tutuklama kararı çıkarıldı. O gün kontrol için randevusu olan Mehirli hastaneye gidip tahlillerini yaptırdı. 2,5 ay süren tedavisi tamamlanınca da 22 Ekim 2018'de kendisi gidip teslim oldu.

15 Kasım 2018'de Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen karar duruşmasında Mehirli, 7 yıl 13 ay, 15 gün hapis cezasına çarptırıldı ve Mersin Tarsus Cezaevine gönderildi.

Hukuki yardıma ihtiyacı olduğunu belirten F. Mehirli, "Eşim şu an Tarsus'ta. Orada durumu ne kadar değerlendirilir, değerlendirilmez bilmiyorum. Bu konuda yalnız kalmak çok zor. Dosyası İstinaf Mahkemesinde. Bu süreci dışarıda geçirebilirmiş, başvuru dahi yapamadık, avukat yoğun olduğu için ilgilenemeyeceğini söyledi" dedi.

 MUSTAFA KORAY MEHİRLİ'NİN HASTANE RAPORLARI     






BM’den koruma talep eden 8 kişi Moğolistan’dan çıkış yolu arıyor

29 Haziran 2019
Moğolistan’da can güvenliği ve Türkiye’ye iade edilme endişesi taşıyan 6 öğretmen, 1 satın alma personeli ve 1 ev hanımı BM’ye başvurarak koruma talep etti.

Ayhan Altındağ (37), Enes Uzun (35), Fatih Avşar (41), Mustafa Varol (31), İshak İlik (31) ve Hacı Ömer Ayyıldız (42) (sağdan sola).

15 Temmuz’dan sonra Türk büyükelçilikleri ve konsolosluklarında bazı Türk vatandaşlarına karşı başlatılan resmi işlemleri yapmama, pasaporta el koyma, süre uzatmama ya da yeni doğan çocuklara pasaport vermeme gibi yaptırımlar devam ediyor. Moğolistan’da yaşayan 7 eğitimci ve aileleri de ülkede sıkışıp kaldı.

30 Haziran 2019’da oturumlarının süresi biten Yalçın Sandal (54), Hacı Ömer Ayyıldız (42), İshak İlik (31), Fatih Avşar (41) ve eşi Meryem Avşar (39), Enes Uzun (35), Ayhan Altındağ (37) Mustafa Varol (31) Nisan 2019’da seyahat etme hakkından ve özgürlüğünden mahrum bırakıldı. Hem pasaportları iptal edildiği için hem de çocuklarına pasaport çıkartamadıkları ya da vizelerini uzatamadıkları için ülkeden ayrılamıyorlar.

Bu gelişme üzerine can güvenliği tehlikesi ve Türkiye’ye iade edilme endişesi de taşıyan toplamda 8 isim, 14 Haziran 2019’da Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) Moğolistan Ofisine başvurarak koruma talep etti. 31 Aralık 2019 sonuna kadar BM’nin koruması altında olan aileler yine de endişeli.
İshak İlik ve ailesi.

SİYASİ MAHKUM DURUMUNDAYIZ

27 Temmuz 2018’de Moğolistan’daki Empaty Okullarının Genel Müdürü Veysel Akçay sabah saatlerinde Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından evinin önünde kaçırılmaya çalışılmış, Moğol devletinin duruşu ve halkın sosyal medya tepkisi nedeniyle gerçekleştirilememişti.

7 yıldır Moğolistan’da yaşayan İngilizce öğretmeni İshak İlik, bu olayı hatırlatarak “Onun rövanşını almak için bizi burada tuttuklarını düşünüyoruz. Siyasi bir mahkum gibi tutsak kaldık. E-devlet’e baktığımızda hakkımızda herhangi bir dava görünmüyor. Buna rağmen diyorlar ki pasaportunuz iptal. Tamamen keyfi uygulamalar” dedi.

15 Temmuz’dan sonra Malezya’dan İsmet Özçelik ve Turgay Karaman, Kosova’dan Cihan Özkan, Kahraman Demirez, Hasan Hüseyin Günakan, Mustafa Erdem, Osman Karakaya ve Yusuf Karabina, Kazakistan’dan Zabit Kişi MİT tarafından kaçırılarak Türkiye’ye zorla götürülmüştü.

İshak İlik yaşadıkları engellemeleri anlattı.

Ne zamandır Moğolistan’da yaşıyorsunuz?

Ben 2012 yılında geldim. İki yıl merkezde, başkentte öğretmenlik yaptım. Beş yıldır da Moğolistan’ın en batısında Bayan Ulgii’de çalıştım. Merkeze 1700 km uzaklıkta bir bölge. Merkeze uzaklığı arabayla 30-35 saat civarında.

Ne öğretmenisiniz?

İngilizce öğretmeniyim. Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi mezunuyum. Mezun olur olmaz da Moğolistan’ın yolunu tuttuk. Önce yalnız geldim. 20 Temmuz 2015’te evlendim. 17 Ağustos 2015’te eşim geldi. 7 yılda burada birçok madalya kazandık, ülkeye pek çok öğrenci yetiştirdik. Moğolistan devleti de bunları gördü, biliyor ve kıymet veriyor.

Diğer 7 kişi de aynı okulda mı görevliydi?

Üç arkadaşla aynı okuldaydık, diğer 3 kişi de merkezde. Bir kişi de başka bir okulda görevliydi. Biri de ev hanımı. Hacı Ömer Ayyıldız Türkçe, Fatih Avşar kimya, Enes Uzun matematik, Ayhan Altındağ bilgisayar, Mustafa Varol matematik öğretmeni. Yalçın Sandal ise bir okulun satın alma işlerinden sorumluydu.

Hacı Ömer Ayyıldız ve ailesi.

Oturumlarınız ne durumda? Hala süreniz var mı?

Yarın (30 Haziran) doluyor. Pasaportlarımız iptal olduğu için ülkeden çıkamıyoruz. Bu sorun nasıl çözülecek bilmiyoruz. Oturum bittiği için ve yenileyemediğimiz için 10 güne kadar ülkeden ayrılmamız gerekiyor. Ne olacağını bilmiyoruz. Bekliyoruz. Geçen yıl Empaty Okullarının Genel Müdürü Veysel Akçay kaçırılmaya çalışıldı. Moğolistan halkı ve devletinin girişimi sayesinde engellendi.


İshak İlik’in 2 yaşındaki kızı Tuana İnci ve 8 kişiye BM’nin verdiği koruma belgesi.
Sizin de can güvenliğiniz tehlikede mi?

Bizim de korkumuz vardı tabi. Bundan dolayı Moğolistan’daki Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR)’ne başvurduk. 14 Haziran 2019’da hepimize ayrı ayrı Asylum Seeker Certificate belgesi verildi. Bu belgeye göre, adı geçen kişi isteği dışında, hiçbir ülkeye zorla gönderilemez. Bu deport edilmemizin de önünü kesiyor. Yani bizim BM’nin koruması altında olduğumuzu gösteriyor. Moğolistan’ın da uluslararası hukuğa saygı göstereceğine inanıyoruz.


Ayhan Altındağ, 2015-2016 yılı başlangıcında öğrencileriyle birlikte.




Pasaportunuz iptal edilse de başka bir ülkeye bilet alıp gidemiyor musunuz?

Moğolistan’da şöyle bir kural var. Ülkeden ayrılırken ‘çıkış vizesi’ adı verilen vizeyi almak zorundasınız. Diğer ülkeler gibi direkt biletinizi alıp gidemiyorsunuz. Nisan ayında evlilik hazırlığı yapan ve başka bir ülkeye gitmesi gereken Mustafa Varol vizeyi veren Immigration Office’e gitti. Ona, ‘pasaportunuz Türk elçiliği tarafından iptal edildi. Bize bir yazı ve isim listesi geldi. Bu listede adınızın var. Bundan dolayı size çıkış vizesi veremeyeceğiz. Türk elçiliğine giderek siz bunu kendi aranızda görüşün, halledin’ denildi. Bu olay üzerine Moğolistan’da çalışan bütün öğretmenler aynı kuruma, ‘acaba bizde de bir şey var mı’ diye başvurdu. 8 kişinin pasaportlarının iptal edildiği ortaya çıktı. Moğolistan hükümeti ‘geçerli olmayan resmi bir evraka işlem yapamayız’ diyor doğal olarak.


Meryem-Fatih Avşar ve çocukları.




BM oturumlarınızla ya da pasaportlarınızla ilgili herhangi bir şey yapamıyor mu?

Açıkçası, burası BM’nin çok aktif olduğu bir yer değil. Sadece bizden bilgi ve evrak topluyor ve merkeze yolluyor, oradan geleni bize bildiriyorlar.

Eşler ve çocuklar da aynı durumda mı?

O da başka bir sorun. Kızımın pasaportu yok. İki yıldır çıkartamadık. Tuana İnci 15 Mart 2017’de dünyaya geldi.15 Temmuz’dan sonra buradaki elçiliğin tutumu tamamen bize karşı değişti. Hiçbir resmi işlememizi yapmıyorlar.


Yalçın Sandal ve ailesi.




Ne diyorlar size?

Ben elçiliğe uzak bir yerdeydim. Benim durumumda olan birkaç arkadaşımız vardı. Onların çocuklarının pasaportları süreleri bitmişti. Uzatmak için gittiklerinde aldıkları cevap “Biz veremiyoruz” oldu. Türkiye’de hakkımızda herhangi bir arama kararı yok, bir şey yok. Tamamen keyfi uygulamalarla karşı karşıyayız.

Elçilikte nasıl davranıyorlar?

En basitinden nüfus kayıt örneği almak için gittiklerinde dahi kötü bir muameleyle karşılaşıyorlar. İşlemler yapılırken sürekli ‘pasaportunuzu getirin, ona göre işlem yapacağız’ diyorlar. Oysa buna gerek yok. Pasaportları istemelerindeki amaç belli. El koymak, iptal etmek.


Enes Uzun ailesi ve öğrencileriyle birlikte.





Moğolistan hükümeti bu konularla ilgili herhangi bir şey yapamıyor mu?

Moğolistan çocuklarımız dünyaya geldiğinde doğum belgesi verdi ve sağlık belgesi çıkarttı. Moğol çocuklar gibi bizim çocuklarımız da tüm haklara sahipler. Moğolistan, kendi ülkesinin kabul etmediği çocuğu bağrına basmış oldu. İki buçuk yıldır kızımla ilgili bize hiçbir problem çıkartmadılar.

Biz 6 ayda bir oturumumuzu yenilememiz gerekiyor, oturum yenilenirken de evraklar güncellenip tekrardan veriliyor. Bu oturum yenileme sürecinde, çocuğumun evraklarını olmadıklarını bildikleri için o konu hakkında hiçbir şey demediler. Anne-babanın oturumları varsa çocuk da kalabilir dediler. Yani Moğolistan hükümeti bize bir sorun çıkartmıyor. Moğolistan halkının iyiliklerini gördük.



Mustafa Varol (elinde kupa tutan) öğrencileriyle birlikte.