25 Haziran 2014 Çarşamba

Dur yolcu! Çanakkale’de sanat var

25 Haziran 2014
Eylül ayında dördüncü kez düzenlenecek olan Uluslararası Çanakkale Bienali’nin teması, 1. Dünya Savaşı’nın 100. yılı nedeniyle ‘Savaşın Sonunu Yalnız Ölüler Görür’ olarak açıklandı. 27 Eylül-2 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan bienalde, savaşa katılan ülkelerin sanatçıları, savaş karşıtı işleriyle Çanakkale’de buluşacak.
JAKOB GAUTEL (FR)
Çanakkale Kahramanları (2012) Fotoğraf serisi. (Sanatçının izniyle.)

Birinci Dünya Savaşı’nın başlangıcından bu yana 100 sene geçti. Savaşa tüm ülkelerden yaklaşık 65 milyon asker katıldı, 8 milyon insan öldü, 21 milyon kişi yaralandı, 7 milyon kişi ise kayboldu. Gelin görün ki, dünyada ne değişti? Hâlâ masum insanlar ölüyor, insanlar savaşın yıkıcılığından kurtulmak için evlerini, ülkelerini terk etmek zorunda kalıyor. Bu yıl 27 Eylül-2 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan 4. Uluslararası Çanakkale Bienali’nin kavramsal çerçevesi bu nedenle 1. Dünya Savaşı’nın 100. yılı üstüne yapılandırıldı ve bienalin üst başlığı dün İstanbul’da düzenlenen basın toplantısında “Savaşın Sonunu Yalnız Ölüler Görür!” olarak açıklandı.

Bienalde, geçmişte savaşmak üzere karşı karşıya gelen ülkelerin sanatçıları ve onların eserleri bir araya gelip, Çanakkale’den tüm dünyaya barış mesajı gönderecekler. 1. Dünya Savaşı’nın günümüze kadar gelen siyasal, toplumsal, kültürel etkilerini irdelemeyi ve yorumlamayı amaçlayan bienal, düzenlendiği sergilerle bunu kentin tarihsel, kültürel ve doğal özellikleriyle de birleştirecek. Sergiler, 1914’teki siyasal travmaya, insan trajedisine ve sonuçlarına olduğu kadar, yüzyıl boyunca savaşların yarattığı temel değişimlere görsel sanatlar yoluyla odaklanacak.


Galatasaray’daki toplantıda konuşan bienalin Genel Sanat Yönetmeni Beral Madra, bienalde irdelenecek konuları şöyle anlattı: “Yeni sınırlar ve göç hareketleri, Osmanlı ve Rus coğrafyasındaki kültürlerin birbirinden kopuşu ve bu kültürlerin yeni süreçle dönüşümleri, yeni ekonomik sistemlerin ve modernizmlerin ortaya çıkışı, Avrupa’nın ve Sovyetler’in kültür kolonizasyonu, bu savaşla başlayan sürecin doğurduğu iki kutuplu dünyadan, küresel dünyaya geçişteki kopuşlar ve oluşumlar.” Madra ayrıca, temmuzda Berlin’de yapılacak Bienaller Vakfı toplantısına katılacaklarını ve burada Çanakkale Bienali’nin geniş çapta tanıtımını yapacakları söyledi ve sözlerine şöyle devam etti: “Özellikle de Türkiye’nin kuzey ve güneyindeki bölgesel kanlı savaşların gündeminde bu bienali yapıyor olmamız yeterli bir ilgi konusudur.” Toplantıda Bienal’e hangi sanatçıların katılacağı açıklanmadı fakat savaşa katılan ve savaşın sonucundan etkilenen bütün ülkelerde etkinlikler yapılacağı belirtildi.

Savaş mı, zafer şehri mi?

Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Çanakkale’nin Troya’dan 1. Dünya Savaşı’na kadar uzanan süreçte savaşlarla anılan bir kent olduğunu anlattı ve “Biz bunu değiştirip barışın ve özgürlüklerin kenti olmak istiyoruz. ‘Barış kültürümüz olsun’ vizyonunu ulusal ve uluslararası bağlamlarda görünür ve duyulur kılmayı hedefliyoruz.” dedi.

18 Mart 1915’te Çanakkale’de 1. Dünya Savaşı’nın en zor çarpışması yaşandı. Türk, Kürt, Ermeni, İngiliz, Yeni Zelandalı binlerce genç öldü. Savaşın yıkıcılığı, ölümler, kayıplar elbette kutsanamaz ama kentin adıyla ‘savaş’tan daha çok bütünleşen Çanakkale ‘zafer’inin bienalde nasıl konumlandırılacağı da merak konusu.

Uluslararası Çanakkale Bienali, önceki yıllarda olduğu gibi Eski Ermeni Kilisesi, Korfmann Kütüphanesi, Er Hamamı (Seramik Müzesi), Çinemlik Kalesi, Arkeoloji Müzesi, Yahudi (Palamut) Depoları gibi kentin tarihî ve anlamlı mekânlarının yanı sıra çarşı caddesi, kordon ve iskele bölgesi, halk bahçesi gibi kamusal alanlara da yayılacak. Çanakkale Belediyesi’nin ana destekçi olduğu bienal, Çanakkale Bienali İnisiyatifi Sivil Toplum Girişimi (CABININ) tarafından düzenleniyor. Bienal’in Genel Sanat Yönetmenliğini Beral Madra, Genel Direktörlüğünü Seyhan Boztepe üstleniyor. CABININ’in Yönetici Küratörü ise Deniz Erbaş.