25 Aralık 2018 Salı

Bir vefasızlık öyküsü: Göbeklitepe

25 Aralık 2018
Göbeklitepe 2014 yılından beri yetimdir. Onu ortaya çıkaran ve onca emek veren Prof. Klaus Schmidt'in Göbeklitepe’ye verdikleri 20 yıllık emeğin üzerine beton dökülürken, Erdoğan 2019’u Göbeklitepe yılı ilan etti. Dünyanın en eski yerleşiminde bir vefasızlık öyküsü...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2019’un Göbeklitepe yılı ilan edildiğini açıkladı. Şöyle diyor: “2019 yılını Şanlıurfa Göbeklitepe yılı olarak ilan ediyoruz. Gaziantep de bu işin içinde olacak, Mardin de aynı şekilde, Adıyaman da…. 5 ilimizi bu işin içerisine almak suretiyle bölgeyi Göbeklitepe yılında ayağa kaldıracağız. 2018’i de Truva yılı ilan etmiştik. Bölgede turizme yüzde 60 bir canlılık getirmiştik.”

Şanlıurfa’nın 18 km kuzeydoğusundaki Örencik Köyü yakınlarında keşfedilen Göbeklitepe, dünyanın en eski ve en büyük inanç merkezi olarak kabul ediliyor. 12 bin yıllık bir geçmişe sahip. Dünyanın ilk tapınaklarının burada inşa edildiği biliniyor. Yerleşik yaşama geçiş tarihinin yeniden yazılmasına gerektiği Göbeklitepe ile ortaya çıktı. Bölgede 21 adet gömülü ibadet yeri var. Bugüne kadar ancak biri ortaya çıkarılabildi. Göbeklitepe’deki arkeolojik kazılar, bu sene 24. yılını doldurdu. Bölge özellikle son yıllarda yerli ve yabancı ziyaretçi akınına uğradı. Şehre bir müze kazandırdı. Şanlıurfa Arkeoloji ve Mozaik Müzesi kazılardan çıkan eserler sergilenmek üzere yapıldı. UNESCO ise geçtiğimiz temmuz ayında Göbeklitepe’yi Dünya Miras Listesi’ne aldı.



20 Temmuz 2014’te kalp krizi geçirerek hayatı kaybeden Kazı Başkanı Berlin Alman Arkeoloji Enstitüsü Orient Bölümü uzmanı ve Erlangen Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Klaus Schmidt ve eşi Çiğdem Köksal Schmidt, Göbeklitepe’ye 20 yıl emek verdiler. Bölgeyi tüm dünyaya tanıtan ve yabancı arkeologları bölgeye çeken T şeklindeki yapıların ortaya çıkarılması onların istikrarlı çalışması ve başarısının sonucu. 3 ve 6 metre arasında değişen boyları ve stilize edilmiş insan ve hayvan figürleri bulunan bu yapılar, hayranlıkla izlendi.

Schmidt ailesi, 2014’e kadar her yaz Göbeklitepe’de yaklaşık 80 kişilik ekiple görev yaptı. Her yıl bu ekibe Almanya, Belçika, Hollanda’dan gelen yeni bilim adamları katıldı. Ölümünden kısa bir süre önce konuştuğumuz Prof. Schmidt, Göbeklitepe’nin büyük ve zengin bir bölge olduğunu ve kazıların 50-60 yıl daha sürebileceğini söylemişti. Prof. Schmidt’in ani ölümünden sonra Çiğdem Köksal Schmidt, Şanlıurfa Belediyesi’yle yaşadıkları anlaşmazlık nedeniyle kazı çalışmalarında devre dışı bırakıldı.

BENDEN BAŞKA KİMSENİN CANI ACIMIYOR MU?



Fakat Çiğdem Köksal Schmidt, yıllarca emek verdiği bölgeyi terk etmedi. Her fırsatta oraya gitti, yapılanları gözlemledi. Yanlışları dile getirdi. En son geçtiğimiz mart ayında yaptığı ziyaretinde kazı alanına beton döküldüğünü sosyal medya hesabından duyurmuştu. Schmidt, “Burası Göbeklitepe. Taze beton dökülen alanın yanı başında görülen F yapısı (kaya tapınağı) adını verdiğimiz alan, üzerinde iş makinelerinin eze eze bitiremediği alanda hemen bu neolitik döneme ait mimari kalıntıların üç metre ilerisinde, orada yüzeyde bir şey görmeyince altında da bir şey yok sanıyorlar.” demişti.

Schmidt, orada 15 cm derinlikte anakaya üzerinde Neolitik döneme ait izler bulunduğunu belirtmiş ve 2013 yılında başlayan ahşap yürüme yolu projesinin bir kısmını söktüklerini başka bir güzergah saptadıklarını söylemişti. Oysa bu yeni alan Prof. Schmidt’in ziyaretçi yoğunluğu yönelmesin diye boş bıraktığı bir alandı.

Çiğdem Schmidt şöyle devam ediyor: “Eski tren yollarından kalma ahşaplarla yürüme yolunu aşağıdaki ziyaretçi merkezinin oraya kadar kesintisiz yapacağız, SİT alanına kesinlikle beton dökmeyiz, asfalt yapmayız demişlerdi Klaus hayatta iken. Onun yapılmasını istemediği, Göbeklitepe’yi tahrip edeceğini bildiği her şeyi koştura koştura yapıyorlar. Bu sabah Göbeklitepe’yi ziyaret ettiğimde nasıl hızlı bir tahribat vardı anlatamıyorum. Ben tahribat diyorum, onlar Doğuş yol yapıyor, proje böyle diyorlar. Bir tane arkeolog, bakanlık temsilcisi, müze görevlisi yok alanda… Bir arkeolog neredeyse çevre gezisi yaparken bile ancak bakanlık temsilcisi ile hareket edebilirken, ihale alan inşaat şirketlerine SİT alanlarında süresiz dolaşım ve ne istersen onu yap izni mi veriliyor?”
Çiğdem Köksal Schmidt’in sesini duyan olmadı. Eşinin anısına şehir merkezindeki evlerini müzeye dönüştürerek sahip çıkabildi. Geçtiğimiz yaz açılan Klaus Schmidt Anı Evi, hem kazı ekibinin yazları konakladığı hem de Schmidt ailesinin yaşadığı tipik bir Urfa konağıydı.


Göbeklitepe arkeoloji tarihinin en büyük keşiflerinden biri, dünyanın en eski yaşam alanı. Fakat Erdoğan'ın aklına sanat tarihi deyince 'çanak çömlek', eser deyince 'ucube', sanatçı deyince 'bozuntu' geliyor. 2018'de beton döktükleri Göbeklitepe'yi, 2019'da ayağa kaldırma fikri de kültür-sanatla kurulan böyle geçimsiz bir ilişkinin sonucu. 2019'un umarız Göbeklitepe'ye iyi gelir.
ozarslansevinc@gmail.com