28 Ocak 2015 Çarşamba

Müziğinin kaynağı Hafız, Şems ve Mevlânâ

8 Şubat 2015 
 Türkiye’deki ilk konserini bu akşam Ankara’da verecek olan dünyaca ünlü İranlı sanatçı Mohsen Namjoo, sevildiği kadar tartışılan bir müzisyen. 2011’de Malezya’daki konseri iptal edildi. 2009’da ülkesinde yasaklandı, hakkında beş yıllık hapis kararı çıktı. Olay, sanatçının özür dilemesiyle tatlıya bağlanmış gibi gözükse de Namjoo, “Duygusal olarak İran’la ilgili birçok şeyi unuttum.” diyor.
Türkiye’ye ilk kez gelen dünyaca ünlü İranlı sanatçı Mohsen Namjoo’nun bu akşam Ankara Congresium’da vereceği konserin biletleri tükenmek üzere. 30 Ocak Cuma akşamı İstanbul Kongre Merkezi’ndeki ikinci konserinin biletleri ise epeydir yok satıyor. Kasım ayının başında satışa çıkan biletler kısa sürede tükendi. Bütün bunlar, Türkiye’deki hayran grubunun onu sahnede canlı izleyebilmek için duyduğu heyecanı gösteriyor. 

Sosyal medyadaki konuşmalarına bakılırsa konserde Namjoo’ya eşlik edebilmek için öncesinde prova yapanlar bile var. Bugüne kadar 6 albüm yayınlayan sanatçının şarkılarını hayranlarının büyük bir kısmı ezbere biliyor, bu telaş yedinci albümü ‘Trust the Tangerine Peel”den (2014) bilmedikleri yeni parçalar için. Hazırlıklar bu kadarla bitmiyor; hep bir ağızdan Toranj, Shirin, Dele Zaram, Zolf Barbad, Sareban ve Nobahari’yi söylemek isteyenler, sahnede ilk hangi şarkısını seslendireceği konusunda iddiaya girenler, bilet bulmak için kulis yapanlar, şafak sayanlar...

Mohsen Namjoo, sadece ülkemizde değil, Avrupa ve Amerika’da da müziği, tarzı, sesi ve besteleriyle sevilen bir sanatçı. Müziğini dinleyenler ona, ‘vicdan azabının sesi’, ‘hüznün babası’, ‘feryat-ü figan eden bir tını’, ‘adaletin sesi’, ‘efsunlu bir ses’ gibi yakıştırmalarda bulunuyor. Haksız sayılmazlar, hakikaten sesi insanın içini dağlıyor ve vicdanınızda bir ağıt gibi yankılanıyor.

Türkiye’de 4-5 sene önce “Ey Sareban” şarkısıyla tanınan Namjoo’nun ülkemizdeki hayran kitlesi oldukça geniş, her kesime hitap ediyor. Sareban’ın klibi sosyal medyada en çok paylaşılan video klipler arasında birinci sırada geliyor. Kendisi reddetse de New York Times gazetesi onu “O İran’ın Bob Dylan’ıdır, müziği ise Acem-Blues’dur.” diye tanımladı. Namjoo, Bob Dylan benzetmesinden hoşlanmıyor, çünkü tarzlarının farklı olduğunu düşünüyor. Rock ve cazı geleneksel İran müziği ile harmanlayan Namjoo, bestelerinde Hafız, Şems, Mevlânâ, Sâdi, Câmi gibi sevdiği ulu şairlerin şiirlerini yorumluyor. Özellikle ilk albümü Toranj’da Mevlânâ ve Hafız’ın etkisi yoğun. İran’ın geleneksel enstrümanlarından setar da çalan Namjoo, şarkı sözlerini yazarken İran edebiyatından etkilendiğini her zaman belirtiyor.

Namjoo sevildiği kadar çok da tartışılan sıra dışı bir müzisyen. Yaklaşık 6 yıldır İran’dan uzakta yaşıyor. 2009’da ülkesinde yasaklı olunca önce Viyana’ya Almanca öğrenmeye ve müzikoloji çalışmaya gitti. Sonra bu fikrinden vazgeçip ABD’de altı şehirde ve birkaç ay sonra Kanada’da solo konserler verdi. Bu konserler sırasında Kuzey Amerika’ya yerleşme kararı aldı ve California’daki Stanford Üniversitesi’nden araştırmacı olarak bir burs kazandı. 2012 yazında eşiyle birlikte New York’a taşındı. İki yıldır yaşadığı New York’u ve ABD’nin doğu sahilini artık evi olarak görüyor. “İran ile ilgili içimde taşıdığım ya da üzerinde çalıştığım tek şey İran müziği ya da daha genel olarak Ortadoğu müziğidir. Bundan bir rahatsızlık duymuyorum, yani müzikal olarak bir İranlı, yurttaş olarak İranlı olmayan... Dürüstçe söyleyebilirim ki duygusal olarak İran’la ilgili birçok şeyi unuttum.” diyor sanatçı.

Peki neden? 1976’da Horasan’da dünyaya gelen, Tahran Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde tiyatro okuyan, yüksek lisansını müzik üzerine yapan ve 4 oktavlık sesini adeta bir müzik aleti gibi kullanabilen sanatçıya böyle hissettiren ne? Namjoo, 2007’den bugüne 7 albüm yayınladı. Toranj (2007), Geographical Determination (2008), Oy (2010), Useless Kisses (2011), Alaki (2011), 13/8 (2012) ve son albümü Trust the Tangerine Peel (2014). Üçüncü albümü Oy’daki Shams şarkısının sözlerinin büyük bir kısmı Kur’an-ı Kerim’deki Şems, Duha, Müzemmil, Nebe ve Fecr Sûresi’nden oluştuğu için ülkesinde yasaklı müzisyen ilan edildi. 2009’da hakkında 5 yıl hapis kararı çıktı. Olay, sanatçının özür dilemesiyle tatlıya bağlanmış gibi gözükse de Namjoo, müzik, edebiyat ve sanat dışında İran’la bağını koparmış görünüyor. 2011’de Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da vereceği konser, bu nedenle iptal edilmişti. Oysa Namjoo’nun Shams dışında dinlenilmeyi hak eden ne çok bestesi var.

HABERİN SAYFAMIZDAKİ GÖRÜNÜMÜ